Nereden nereye
Dünya bizi kıskanıyor hamaset lafları ile bugünlere geldik.
Ülkeyi bu hale getiren siyasetçilere sesleniyorum.
Ülkenin bu durumu sizi hiç rahatsız etmiyor mu. Hiç düşündünüz mü ülke bu hale nasıl geldi. Bundan rahatsız değilseniz, siz bu ülkeli olamazsınız. Eğer rahatsız iseniz bu yanlış içinde olan yetkililere neden itiraz etmiyorsunuz.
Bırakın lidere itaat etmeyi, ettiğiniz yemine sadık kalarak sözünüzün eri olun.
Ülkeyi yöneten ve yönetecek olanlar. Yetkiyi aldım istediğimi yaparım demeyin. Eğer derseniz bu ülkeye canlarını vererek kurtaran ve bu cumhuriyeti kuran atalarımıza en büyük ihaneti yapmış olursunuz. Gelin ihanet etmeyin.
Çünkü bu ülke hepimizin.
Ülkemin durumu ortada. Evet ülkemin bu durumu her duyarlı, vatansever insanın canını çok sıkıyor. Peki bu duruma nasıl geldik. Herkesin şapkasını önüne koyup adam gibi düşünmesi lazım. Ülkeyi bu hale getirenlerin keyfi yerinde. Hem kendilerini ve hem de çevrelerini zengin ettiler. Ancak bunlara destek olanlara ne demeli. Bundan neden rahatsız olmuyorlar.
Bu iktidarın ilk yıllarında ekonominin başında olan Ali Babacan’ın dediği gibi’’ Sadece ekonomi politikasıyla bu ülke ekonomisi düzelmez. Hukuk olmadan, adalet olmadan ekonomi olmaz. Olmayacak da. Bakkalın yanında iki yıl çıraklık yapan birisi bile ekonomide böyle vahim hatalar yapmaz. Her gün bu ülkede hukuk ihlali yaptığınız sürece bu ülkenin ekonomisi düzelmez.’’
Hukuku önemseyip adaleti sağlamadığınız ülkemde;
Bir tarafda;
- Milyonlarca emekli 12 500 lira ile geçinmek için inim inim inliyor.
- Milyonlarca asgari ücretli 17 002 lira ile sıkıntı içindeler. .
- Köylüsü, işçisi, memuru, esnafı zor durumda.
- Yatırımcısı Mısıra, Iraka, diğer ülkelere kaçıyor.
Diğer tarafta
- İsraf almış başını gidiyor
- Yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, kaçakçılık zirve yapmış
- Ekonomi bitmiş
- Hukuk ve adalet kalmamış
Yani bir tarafta fakirleşmiş, geçim sıkıntısı çeken vatandaşlar, diğer tarafta lüks, şatafat içinde yaşayan küçük bir azınlık.
Bir iktidar düşünün;
- Saraylar, uçaklar, konvoylar, lüks otel yemekleri
- Yüz binden fazla makam araçları
- Yüksek maaşlı, 2-3 maaşlı bakan yardımcıları, danışmanlar ve bürokratlar
- THY genel müdürü ve yönetiminin milyonluk maaşları
- Maliyetinin 2-3-5 katına ihalesiz devlet işleri verilerek yaratılan zenginler.
- Bu zenginler kazandıklarını her nedense ülkemizde değil, yurt dışına götürüyor, oralarda mal, mülk alıyorlar yada yatırımı oralara yapıyorlar.
- Ya vergi borçları affediliyor yada vergi ödemiyorlar
- Yap işlet yoluyla köprü, yol, havaalanı ve hastane gibi 25 yıl borçlanarak yapılan çok büyük inşaat işleri verilen beşli şirketlerin sözleşmelerinde Londra mahkemeleri yetkili kılınarak o şirketleri ne kadar sevdiklerini gösteriyorlar.
- Bakan yakını şirket kurabiliyor ve o bakanlıktan iş alabiliyor. Bu anlayış çok olağan hale gelmiş. Örneğin; Başbakanlık yapmış Binali Yıldırımın oğulları bu gemi şirketlerini ne zaman kurdular ve bu şirketler neden Hollanda da. Gerisini siz düşünün.
- Hastaneleri olanı Sağlık, otelleri olanı Turizm, okulları olanı Milli eğitim bakanı.
- Damad Hazine ve Maliye Bakanı
- İşlevsiz üniversiteler ve milyonlarca işsiz üniversite mezunları
- Devlet Kurumları bir zamanlar FETÖ cüler, şimdi ise diğer cemaat, tarikat, vakıf ve cemiyet den ilgisiz birilerinin yönetme dönemi.
- Yani halk arasında söylenen bir laf var’’ Talandan mal kaçırma’’ anlayışı
- Sonrada bu hale nasıl geldik nağmeleri ile dış güçler yalanı.
- Din, iman demiyorum ama ‘Yalanla, dolanla abad olan olmamıştır’. Yine bir başka halk lafı ‘’ Ah edenin ahı kimseye kalmamıştır’’.
Bir ülke için en önemli temel sektörler;
- Tarım ve hayvancılık
- Madenler
- Ormanlarıdır.
- Çükü diğer sektörlerin hammaddesini bu sektörler sağlar. Bu iktidar,
- Tarımı ve hayvancılığı bitirdi. Dışa bağımlı hale getirdi.
- Madenleri yabancı ve ortakları yandaş şirketlere peşkeş çekti. İliç örneği gibi.
- Ormanları maden sahalarında ve HES sahalarında gelişi güzel yok ediliyor.
Bu ülkenin;
- Ekonomisi içler acısı. Ekonomiden anlayan yok.
- Bozulmuş yargı sistemi
- Organize suçlarda Avrupa 1.si. Suç örgütleri elebaşları ile boy boy fotoğrafları olan adam bunun sorumlusudur. Uyuşturucu bataklığında kıvranan gençlerin ve ailelerinin durumu hiç mi sizi rahatsız etmiyor.
- İflas etmiş bir sağlık sistemi. Ticarileşen sağlık sistemi çökmek zorundadır.
- Ticarileşen eğitim sistemi
- Ticarileşen enerji sektörü
- İşsizlik almış başını gidiyor. Doktorlar, mühendisler ve üniversite mezunları çareyi yurt dışında arıyor.
Ülkeyi yönetenler hiç kimseyi dinlemiyorsunuz bari milletin göğsünü kabartan ve 2024 Nobel ekonomi ödülünü alan Daron Acemoğlu dinleyin. Bakın ne diyor;
- Hukuk devleti olmak yetmez. Yargı bağımsız olmalı ve adalet dağıtmalı.
- Gelirler arasındaki uçurumu en aza düşürecek sosyal adalet sağlanmalı.
- Okullarda evrensel değişimi yakalayan eğitim verilmeli.
- Ülkede iç güveni yok eden baskı, rüşvet ve yolsuzluk mutlaka engellenmeli.
- Basının, sendikaların ve sivil toplum örgütlerinin özgürlük alanı genişletilmeli.
- Kanun önünde zengin-fakir ayrımı olmamalı, herkese eşit şekilde uygulanmalı.
- Demokrasi, devletle toplum arasında dengedir. Güçlü denetim sistemi olmalı.
- Toplumun siyasete karışması kurumsallaşmalı. Buna yöneticiler itiraz etmemeli.
- Protesto hakkına saygı duyulmalı. Örneğin; yolsuzluğa karşı halk hayır diyebilmeli.
- Bilime, eğitime ve geleceğe yön verecek stratejik sektörlere yatırım yapılmalı.
Hakkını veren vekillere lafım yok ama ettiği yemine sadık kalmayan ve lider itaatında olan vekillerine çok lafım var. Yapmayın beyler bu ülke ve bu millet liderlerden ve sizin vekilliğinizden çok daha kıymetlidir. Şunu çok iyi bilmelisiniz ki;
Bu ülke jeopolitik konumu bakımından dünyanın en önemli, yeraltı ve yerüstü kaynakları bakımından Avrupa’nın en zengin ülkesidir.
Tek eksiği tam demokratik bir sistemi ve liyakatlı bir yönetimdir.