Volkswagen, geçtiğimiz hafta yaklaşık 10 milyar Euro tasarruf hedefi doğrultusunda, 87 yıllık tarihinde ilk kez Almanya’daki bazı fabrikalarını kapatma kararını değerlendirdiğini açıkladı. Ayrıca, 1994 yılında imzalanan iş güvencesi anlaşmasını da erken sonlandırma kararı aldı.
Bu karar, ülkede otomotiv sektörüne yönelik tartışmaları artırarak sektördeki yapıyı derinden etkiledi.
Volkswagen yönetimi, demografik eğilimlere dayalı yeniden yapılandırmanın yeterli olmadığını belirterek, araç ve parça üretim tesislerinin kapatılmasının kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Şirket, iş güvencesi kararlarını İşçi Konseyi ile değerlendireceğini duyurdu.
Volkswagen’in planlarına karşı çıkan işçi sendikaları ve iş konseyi, fabrikaların kapatılmasını kabul edilemez olarak nitelendirdi. İşçiler, yönetim kurulu toplantılarında protesto pankartları açarak iş güvencesine yönelik kararları eleştirdi. Ayrıca, Aşağı Saksonya eyaleti de tesislerin kapatılmasına karşı çıkarak, istihdamı koruma konusunda önemli bir rol oynuyor.
Otomotiv uzmanı Prof. Dr. Ferdinand Dudenhöffer, Volkswagen’in başarılı bir şekilde araç üretimi gerçekleştirdiğini belirterek, “Skoda markasına bakıldığında Volkswagen’in araç üretimindeki başarısı net bir şekilde görülüyor. Sorun ürünler veya teknolojiyle ilgili değil. Bu kriz, Almanya’daki yasal düzenlemelerin bir sonucu” yorumunda bulundu.
SEKTÖRDE BÜYÜK YANKI UYANDIRDI
Volkswagen’in tasarruf ve maliyet azaltma stratejileri çerçevesinde Almanya’daki fabrikalarını kapatma ve 30 yıllık istihdam koruma anlaşmasını erken sonlandırma kararı, Alman otomotiv sektöründe büyük bir etki yarattı. Son yıllarda otomobil endüstrisinde öne çıkan yeniliklerin Çin ve ABD’den gelmesi Avrupa’da tartışmalara neden olurken, Volkswagen’in son hamleleri bu tartışmaları daha da artırdı.
ARTAN MALİYETLERLE MÜCADELE EDİYORLAR
Alman otomobil üreticileri, enflasyonist baskılar, yüksek enerji maliyetleri, Avrupa’daki yavaş ekonomik büyüme, aşırı sağ politikalarının yükselmesi ve Çinli otomobil üreticileri ile Tesla’nın rekabetiyle mücadele ediyor. Elektrikli araçlara geçiş, Almanya’daki otomotiv sektörü için hem ülke içinde hem de Avrupa Birliği genelinde çeşitli düzenlemeler ve ham madde tedarik sorunları nedeniyle zorlayıcı olmaya devam ediyor. Sektör, batarya teknolojisine büyük yatırımlar yaparken artan maliyetlerle başa çıkmak zorunda kalıyor.
Şirket, ülkenin küresel ekonomik gücünün sürdürülmesine katkıda bulunurken, çalışanlar, politikacılar ve hissedarlar, sektörün geleceği için kararlı adımlar atılmasını talep ediyor.