Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran’ın vahşice katledilmesinden sonra, Türkiye’deki kayıp çocuk vakaları bir kez daha gündem oldu. Bu knuda istatistiklerin tutulduğu kurum olan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), en son 2008 ile 2016 yılları arasındaki süreçte kaybolan çocuk sayısını paylaşmıştı. TÜİK, Türkiye’de 2008 ile 2016 yılları arasında 104 bin 531 çocuğun kaybolduğunu açıklamıştı.
CHP Kadın Kolları Başkanı Asu Kaya, Narin cinayetinin gündem olması üzerine 2016 yılından sonra veri paylaşmayan TÜİK’in 2016 yılında paylaştığı verileri de sildiğinin tespit edildiğini açıkladı.
Konuya ilişkin TELE1’e değerlendirmelerde bulunan Kaya, TÜİK’in sitesinde kayıp çocuklara ilişkin bulunan son verinin de kaldırıldığını tespit ettiklerini söyledi.
“2016 VERİSİNİN DE SİLİNDİĞİNİ TESPİT ETTİK”
Konuya ilişkin TELE1’e değerlendirmelerde bulunan Kaya, şunları söyledi:
“TÜİK’in 2016’ya kadar veri paylaştığı ama 2016’dan sonra tabii hiçbir veri yok. 2016’dan önceki verinin de aslında sitede bulunduğu fakat sonradan bir şekliyle silindiği bilgisine de eriştik. Neden bunu gizliyorsunuz? Biz bu gerçekliği her boyutuyla bilmek durumundayız. Kamuoyu bilmek durumunda.”
“HANGİ DOSTLUK KÜÇÜK ÇOCUĞUN BEDENİNİN CESEDİNİ ÖRTMEYE YETER?”
Narin cinayetine ilişkinde konuşan Kaya, çocuk istismarları için önergelerini perşembe günü vereceğini belirterek konuşmasına şöyle devam etti:
“19 günün sonunda ancak cesedi bulunabildi. Tırnak içinde ceset diyorum biraz acaba böyle irkilmeleri sebep olabilir miyim diye. Dere yatağında bu kadar deneyimli insan kaynağıyla kolluk güçleri nasıl oldu da taşın altındaki o bedeni bulamadınız? Bir defa soru işaretleriyle dolu. Sonrasında bu kadar bütün köy elinizde. İşte mobese kayıtları var Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kameralarına takılan görüntüler var. Bu neden bu bu kadar uzun sürdü? Türkiye kamuoyu bu kadar üstünde durması yoksa git gide silikleşti sıradanlaştırmak mı istendi? Çünkü bir milletvekilinin 40 yıllık dostluklarımız var diyerekten o küçücük bedenin o cansız bedenin cesedin mezarını örtme isteğini gördük. Yani bu cümleleri o AKP milletvekilinden duyduk. Bütün Türkiye duydu bunu. Hangi dostluk bir küçük çocuğun bedeninin cesedini örtmeye yeter nasıl bir vicdandır bu? Eğer hakikaten o 40 yıllık dostluklar nedeniyle veyahut da bir takım siyasi beklentilerle siyasi çıkar ilişkilerinden dolayı bu soruşturma hantallaştırır ise ki Leyla’yı hatırlayalım aynı Leyla’da olduğu gibi aynı Rabia Naz’da olduğu gibi yine aynısı uygulanmak mı isteniyordu?” ifadelerini kullandı.