ABD başkanlığına seçilen Donald Trump‘ın Dışişleri Bakanlığına aday gösterdiği Cumhuriyetçi senatör Marco Rubio, Çin ve İran aleyhindeki görüşleriyle ön plana çıkıyor.
ABD basınında, Trump’ın 5 Kasım’da başkan seçilmesinin ardından ikinci Trump döneminde Amerikan dış politikasının nasıl şekilleneceği ve yeni dışişleri bakanının kim olacağı merak ediliyordu.
Ülkenin ilk Latin kökenli Dışişleri Bakanı olacak Rubio’nun bu göreve gelmesiyle Washington ile Tahran ve Pekin arasındaki iplerin gerilebileceği öngörülüyor.
Rubio, 1956’da Küba’dan ABD’ye gelen göçmen bir ailenin çocuğu olarak 1971’de Florida eyaletinin Miami kentinde dünyaya geldi.
1993’te Florida Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümünden mezun olan Rubio, 1996’da Miami Üniversitesi Hukuk Fakültesinde doktorasını tamamladı.
Rubio, 1999’da Florida Temsilciler Meclisi’ne seçildi ve 20002008 döneminde görev yaptı. 20032006 yıllarında burada çoğunluk liderliği yapan Rubio, 2006- 2008’de de Florida Temsilciler Meclisi Başkanlığı görevini yürüttü.
2010’DA SENATÖR OLDU
2010’daki seçimlerde Florida’dan senatör seçilen Rubio, 2015’te Cumhuriyetçi Partinin başkan aday adayları arasında yer alarak Trump ile yarıştı.
Trump, 10 Kasım 2015’te sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada, “Marco Rubio, küçük şirketlerimden birini yönetmesi için işe almayacağım tam bir hafif siklet, aşırı abartılmış bir politikacı!” ifadesini kullanmıştı. Trump ayrıca, başkan aday adaylığı yarışı sırasında Rubio’dan “Küçük Marco” diye bahsediyordu.
Rubio, Trump’ın Cumhuriyetçilerin başkan adayı seçilmesinin ardından 2016’da ikinci kez senatörlük görevini üstlendi. 2022’deki seçimlerden de zaferle ayrılan Rubio, halihazırda 3. dönem senatörlük görevini sürdürüyor.
Öte yandan, görevi sırasında dış politika ve istihbarat ile ilgili komitelerde çalışan Rubio, Senato’da Seçilmiş İstihbarat Komitesi Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Komitesi kıdemli üyesi.
ÇİN VE İRAN KARŞITI GÖRÜŞLERİYLE BİLİNİYOR
ABD’nin Çin’e karşı daha agresif olması gerektiği görüşünü paylaşan senatörler arasında yer alan Rubio, ABD’nin Çin’in devlet güdümlü ekonomisiyle daha iyi rekabet etmesine yardımcı olmanın amaçlandığı sanayi politikasını savunuyor.
Rubio, 2019’da Çin’in yüksek teknoloji ve üretim teknolojilerinde endüstriyel dönüşüm olarak gördüğü MIC2025 Planı’nın, ABD’nin teknoloji şirketleri için “tehdit oluşturduğunu” savunarak, Pekin yönetiminin bu planına karşılık verilmesi amacıyla Kongre’ye Çinli şirketlerin ABD’ye yönelik yatırımlarına sınırlama ve vergi getirilmesi yönünde yasa tasarısı sundu.
Öte yandan, aralarında Rubio’nun da bulunduğu bazı Cumhuriyetçi senatörler, 2021’de Başkan Joe Biden’a gönderdikleri mektupta, yönetimin, İran ile 2015 nükleer anlaşmasına geri dönme ve İran’a yönelik yaptırımların kaldırılması yönündeki “adımlarına” karşı çıktı.
Rubio, 8 Kasım’da basına verdiği demeçte, Orta Doğu’daki istikrarsızlık ve şiddetin tek sebebinin İran olduğunu savundu. Rubio, Trump’ın, İran “rejimi” için tehdit olarak görüldüğünü, bu yüzden de onu “öldürmek” istediklerini öne sürdü.
İSRAİL’İN GAZZE’YE SALDIRILARINI DESTEKLİYOR
Filistinlilerin ölümünden “yüzde 100” Hamas’ın sorumlu olduğunu savunan Rubio, İsrail’in Gazze’deki eylemlerine güçlü destek veriyor.
Rubio, İsrail’in Hamas’ın her bir parçasını yok etmesini istediğini açıkça dile getirirken, İsrail’in Hamas’ı yenmesine izin verilmesinin Gazze halkına “yardımcı olacağını” öne sürüyor.
Nisanda İsrail’i ziyaret eden Rubio, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve dönemin Savunma Bakanı Yoav Gallant ile görüşmüştü. Rubio, ziyareti sırasında İsrail’e olan “sarsılmaz bağlılığını” yinelemişti.
Rubio, ABD’deki üniversitelerde İsrail’in soykırımına karşı düzenlenen Gazze’ye destek protestolarına da tepki göstermişti. Bu protestolara katılan yabancı öğrencilerin sınır dışı edilmesi planını desteklediğini ifade eden Rubio, İsrail’i boykot çağrısında bulunanların cezalandırılması gerektiğini savunuyordu.
UCM BAŞSAVCISI HAN’IN TEHDİT EDİLDİĞİ MEKTUBA İMZA ATTI
İsrail’in güçlü bir destekçisi olan Rubio, 6 Mayıs’ta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han’ı, İsrail Başbakanı Netanyahu ve diğer İsrailli yetkililere yönelik uluslararası tutuklama emri çıkarmaması yönünde uyarmış, Han’ın “ağır yaptırımlarla” tehdit edildiği mektuba imza atan 12 Cumhuriyetçi senatör arasında yer almıştı.
Başsavcı Han’a hitaben, Netanyahu ve diğer İsrailli yetkililer için tutuklama kararı çıkarması halinde bu durumun “yalnızca İsrail’in egemenliğine değil, aynı zamanda ABD’nin egemenliğine yönelik bir tehdit olarak” yorumlanacağı belirtilen mektupta, “İsrail’i hedef alırsanız, biz de sizi hedef alırız” ifadesi kullanılmıştı.
RUSYA – UKRAYNA SAVAŞI KONUSUNDA MÜZAKEREDEN YANA TUTUM SERGİLİYOR
RusyaUkrayna Savaşı’nın sona ermesi için taraflar arasında müzakere yapılması gerektiğini belirten Rubio, bir açıklamasında, “Rusya’nın tarafında değilim ama maalesef gerçek şu ki Ukrayna’daki savaşın sona ermesinin yolu müzakere edilmiş bir çözümdür” demişti.
Rubio, başka bir açıklamasında da her iki tarafın da zafere ulaşamayacağını ancak bir gün söz konusu müzakere aşamasına gelindiğinde Ukrayna’nın elindeki kozların daha güçlü olmasını umduğunu söylemişti.
İlk olarak Amerikan New York Times (NYT) gazetesinin paylaştığı ve Trump’a yakın kaynaklara dayandırılan haberde, Trump’ın, Dışişleri Bakanlığına İran ve Çin konularında “şahin” tavrı ve güçlü İsrail yanlısı görüşleriyle bilinen Cumhuriyetçi senatör Rubio’yu aday göstermeyi planladığı belirtilmişti.
Trump’ın önce ABD’nin Berlin Büyükelçiliği görevini de yapmış olan Ric Grenell’i bu görev için düşündüğü ancak yaptığı telefon görüşmeleri ve istişareler sonrasında Rubio’da karar kıldığı iddia edilmişti.
Son seçim kampanyası döneminde Trump’ın başkan yardımcılığı için de adı geçen Rubio’nun yerine JD Vance tercih edilmiş ancak Rubio bu süreçte Trump ile çalışmaya hazır olduğunu açıklamıştı.
Rubio’nun aday gösterilmesi durumunda Senatodan onay alması gerekiyor