Ana Sayfa GÜNDEM TikTok mehdisinden falakalı tedavi

TikTok mehdisinden falakalı tedavi

Kendisini ‘Ebul Kasım Kaim Muhammed Mustafa’ diye tanıtıyor.

İslam aleminin beklenen mehdisiymiş!

Kurduğu cemaate ‘Hilafeti Muhammediye’ adını vermiş.

Gerçek adı, Mustafa Çabuk.

Tiktok mehdisi

Çabuk, 11 ay kadar önce YouTube’da ‘biat töreni’ yapacak ve töreni TikTok’ta canlı yayınlayacak kadar mehdiliğini ilerletti.

YouTube’da kaydı olan törende, arkasında siyah bayraklı ve asker kamuflajlı üç müridi duruyor.

Çabuk’u “Mehdi Aleyhisselam” ya da “Halifemiz” diye anıyorlar.

Müritler telsizle haberleşiyor.

“Halifemiz geliyor” diye birbirlerine haber veriyorlar.

Biri şöyle bağırıyor:

“Dikkat! Allah’ın halifesi geliyor!”

Müritler karşılamak için ayağa kalkıyor.

Çabuk, iki kişiyle içeri gidiyor.

Askeri kamuflajlı müridi, Çabuk’u selam vererek karşılıyor.

Tekbir getiriliyor.

Çabuk, müritlerin arasından geçerek, masasına gidiyor ve biat töreni başlıyor.

Biat yemininde Çabuk için şu sıfatlar kullanılıyor:

-Kudüs’ten Roma’ya, diyarı Rum’dan Doğu Asya’ya tüm cihanın fatihi

-Mekke’nin, Medine’nin ve Kudüs’ün hizmetkarı

-Yeryüzünün beşinci varisi

-Allahın son bakiyesi ve yeryüzündeki halifesi

-Hilalin emanetçisi

-Nebinin evladı

-İsa Aleyhisselamın yoldaşı…

Çabuk, törenden sonra ‘tüm uluslara ve insanlığa uyarısını’ yapıyor.

‘Yeryüzünün beşinci varisi’ geçen hafta Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 15 müridiyle birlikte suç örgütü kurmak ve nitelikli dolandırıcılıktan tutuklandı.

Ahit sandığı

Bu, cemaate yönelik ilk operasyon değil.

Geçen yıl kasım ayında Bayramiç’in Külcüler köyünde define kazısı yaparken yakalandılar.

Güya Kuran’da geçen ahit sandığını arıyorlarmış.

Rivayete göre sandığa kıyamet günü mehdi sahip olacakmış. İçerisinde Hazreti Musa’nın asası ve Hazreti Süleyman’ın mührü bulunuyormuş. Mehdinin dünyaya hakim olacağı süreçte karşı gelecek güçlerle savaşında sandığa ihtiyaç varmış.

Sözde mehdi, kazı yaptırdığı erkek müritlerini böyle kandırırken, haremine almak istediği kadın müritleri ise kazıdan çıkacak altınlarla ikna ediyor.

Kadın mürit E.M. sözde mehdinin vaadini şöyle anlatıyor:

“Mehdi dedi ki: Bana Allah ilham etti. Siz dua etmişsiniz eşim olmak için. Allah duanızı kabul etti. Formalite icabı evlenelim. Ama cinsel birlikteliğimiz olmayacak. Kazı yaptığımız alandan çıkacak altınlardan her birinize 80 kilo mehir vereceğim.”

Üç genç ve güzel eşi olan Çabuk, erkek müritlerine “Dünyaya hükmettikten sonra size güzel kızlardan ayarlayacağım” diyormuş.

Çabuk, definecilikten ötürü bir süre tutuklu kaldı.

Serbest bırakılınca kaldığı yerden devam etti.

Üstelik daha da büyüyerek…

bir buçuk sonra tekrar cezaevine kondu.

E-ticaret siteleri kurup sattılar

Son operasyonda tutuklanan Çabuk’un ‘kasası’ Serkan Öztürk, sözde mehdinin ve cemaatin iç yüzünü anlattı.

Öztürk, sivil havacılıktan emekli.

2020 yılında Çabuk’un Youtube sohbetlerini izleyerek, cemaate girdi.

O tarihte cemaatin merkezi İstanbul Ümraniye’deydi.

Başlangıçta 20-25 mürittiler.

Öztürk, biricik evini satıp parasını örgüte verince mali sorumlu olarak ilan edildi.

Cemaat Şile’ye, sonra Kocaeli Derince’ye yerleşti.

Çabuk’un talimatı üzerine 19 Bilgi Teknolojileri Turizm ve Bilişim Limited Şirketi’ni kurdular. Buradaki 19 rakamı, mehdinin, sonu 19’la biten bir tarihte zuhur edeceği varsayımından geliyor.

Şirketler için e-ticaret uygulaması hazırlayıp sattılar, karşılığında 1000 dolar kazandılar.

Çiftçilik de yaptılar.

Öztürk, anlatıyor:

“Ağva’da tarım, hayvancılık, yevmiyeli işler, dönercilik, organik gıda, peynir, tağ-süt alımı gibi işlerle uğraştık. En az 20 milyon TL gelir elde ettik.”

Müritlere ırgatlık yaptırdı

En son Çanakkale’de termal bir tesis ve oteli iki yıllığına kiralayarak, 200 kişi buraya taşındılar.

Sözde mehdi müritlerini çevredeki elma ve kiraz bahçelerinde çalışmaya gönderdi.

Öztürk:

“Bizimle kalanlar elma ve kiraz bahçelerinde yevmiyeli çalışmaktadır. Kişi başı günlük 1500 TL elde ederiz. Bu işe 20 kişi gitmektedir. Paranın 1000 TL kadarını havuza koyarız.”

Kredi çektirip el koydu

Baş imam M.K. dini sohbetlerde “Hilafetin paraya ihtiyacı var, herkes malını satarak getirsin” diye fetva verdi. Öztürk, “Evini, arsasını, aracını satan kişiler parayı ona getirir” diyor.

Sözde mehdi ise “Savaş çıkacak, ben dünyanın hakimi olacağım. İstediğiniz kadar kredi çekin ama ödemeyin. Günahı yoktur. Öderseniz faize düşersiniz” diyerek, kredi çekmeyi teşvik etti.

Kredi çekenlerden paralar alındı.

Emekli müritler aylıklarından bir kısmını cemaate veriyordu.

Çabuk’un talimatıyla e-para sistemine yatırım yapıldı.

Tövbe ilmi

Otelde yapılan aramada bazı el yazısı notlar bulundu. Örneğin, Ü.U. adlı 59 yaşındaki kadın müritle yapılan görüşmenin içerikleri… Kağıtta, Ü.U.’nun ve ailesinin sağlık bilgileri var.

Özdemir, notta yazılanlar için ‘tövbe ilmi’ ifadesini kullanıyor.

Tövbe ilmi şu demek: Psikolojik ve fiziksel rahatsızlıkların gerekçesi, vücuda şeytan girmesi veya geçmişte işlenen günahlarmış. Bazı günahların bedeli sadaka vermek, bazılarınınki de falaka!

Öztürk, şunları söylüyor:

“Bu ritüel tüm dinler ve Müslümanlıkta var. Bana da yapıldı. Geçmişimde ailemde haram yiyen birilerinin olduğu tespit edildi ve sadaka vermem söylendi. Ben de verdim. İçki, iftira, şirk gibi günahlarda tedavi olarak kısas uygulanır. Bu da şöyle: Önce besmele çektirilir. Her günah için vücudun farklı bölgelerine sopa ile morartmayacak ama can yakacak şekilde farklı sayılarda vurulur. vücudun ilgili bölgesinden daha günahın arınmadığı şekilde sinyal alınırsa vurma işlemi sinyal geçinceye kadar devam eder.”

Tövbe ilmi kadınlar arasında da yapılıyormuş.

Ayıtname

Bir diğer ritüele ‘ayıtname’ adı veriliyor.

Öztürk, ayıtnameyi şöyle açıklıyor:

“Ayıtname isimli metin kişinin önünde okunur. Bu metin okununca insanın içindeki şeytan dile gelir. O kişiye mehdi ya da oradaki görevli ‘Ben kimim?’ ya da ‘Mehdi kim?’ diye sorar. Kişinin içerisinden dile gelen şeytan ‘Sen mehdisin’ der. ‘Beni inkar eden kimi inkar eder?’ diye sorulur. O da ‘Allahı inkar eder’ diye cevap verir.”

Telsizleri ve silahları var

Sözde mehdi cemaati imamları eliyle idare ediyor. Bilişim, mali işler ve güvenlik birimleri var. Ayrıca vardiya amirleri görev yapıyor. Bunların altında temizlik, güvenlik, lojistik, yemekhane, fırın ve marangozhane var.

Cemaatte, ihraç edilmiş askerlerin olduğu iddia ediliyor.

Telsiz kullanılıyor.

Telefon dinlenmesine karşı önlem alınıyor.

Çabuk’un talimatıyla silah temin edildi. Silahlar bir aracın bagajında otele getirildi.

Müritlere askeri düzen uygulanıyor.

Eşi bile inanmıyor

Çabuk, ifadesinde, “Ben Allah’ın halifesiyim. Biz kardeşiz ve beraber yaşıyoruz. Ben para istemedim, kendileri verdi” şeklinde konuştu.

Eşi ise “Ona inanmıyorum” dedi.

İmamoğlu’na siyasi yasağa AK Parti ve MHP’liler de karşı

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki ‘Ahmak Davası’ gündemdeki ağırlığını koruyor.

Yöneylem Araştırma, bu davanın toplumda nasıl algılandığını ve olası sonuçlarına ilişkin vatandaşın neler düşündüğünü araştırdı.

Araştırma sonuçlarına göre:

-Seçmenin yüzde 61’i verilecek cezayı Erdoğan’ın ve iktidarın kararı olarak görüyor. Bu oran DEM’lilerde yüzde 94.2’yi, CHP’lilerden yüzde 92’yi, İyi Partililerde yüzde 90.5’i, Zafer Partililerde yüzde 82.9’u buluyor.

-Yüzde 37.1’i cezanın onanacağını düşünüyor.

-Yüzde 76.7’si hakimin İmamoğlu’na ceza vereceği kesin olan başka bir hakimi atamak için değiştirildiği inancında. Bu görüşte olanlar CHP, DEM ve Zafer Partililerde yüzde 90’ı, İyi Partililerde yüzde 80’i, Yeniden Refah Partililerde yüzde 70’i ve MHP’lilerde yüzde 60’ı geçiyor.

-Yüzde 74.9’u İmamoğlu’na verilecek siyasi yasağı çok yanlış buluyor. Bu oran AK Partililerde yüzde 57.9, MHP’lilerde yüzde 55.6 şeklinde.

-Yüzde 72’si İmamoğlu’na verilen cezanın hukuki değil, siyasi olduğunu savunuyor. Yüzde 66.3’ü davanın İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını engellemek için açıldığını söylüyor. Yüzde 65’i “İmamoğlu’nun siyasi hayatını bitirmek için açılmıştır” derken, yüzde 60.2’si ‘intikam davası’ diye görüyor.

-Yüzde 77.6’sı “Erdoğan aynı ifadeyi kullansa ceza almaz” diyor.

-Yüzde 69.5’i siyasi yasak onandığı takdirde hukuk ve adalete güvensizliğin artacağını ifade ediyor. Yüzde 65.1’i huzursuzluğun artacağını düşünüyor. Yüzde 55.1’i Türkiye’nin itibarının zedeleneceğini kaydediyor. Yüzde 55’i muhalefet yapmanın zorlaşacağını vurguluyor. Yüzde 51.5’i ise ekonominin kötü etkileceğini savunuyor.