Ana Sayfa GÜNDEM Narin’in hakimi mehkemeyi hasta teyzenin yatağına götürmüştü

Narin’in hakimi mehkemeyi hasta teyzenin yatağına götürmüştü

Diyarbakır‘da kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bir derede çuvalın içinde cansız bedeni bulunan Narin Güran cinayetine ilişkin dava devam ediyor. Sanık ve tanıkların ifadeleri ile karmakarışık bir olay halini alan duruşmada mahkeme heyeti olayı aydınlatmak için sanıkları soruları ile köşeye sıkıştırmaya çalışıyor.

Türkiye‘nin yakından takip ettiği dava ikinci günde de alınan ifadelerle sürerken, davanın Hakimi Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkeme Başkanı Ramazan Dündar‘ın adil bir şekilde adalet dağıtması hem tanıkları hem de duruşmayı takip edenlerin takdirini topladı. Hakim Dündar‘ın duruşmadaki tavrı, tutumu, dosyaya hakimiyeti, sanıklar ve tanıklar ile kurduğu iletişim şekli dikkat çekti.

MAĞDUR TEYZENİN İFADESİNİ ALMAK İÇİN AYAĞINA GİTTİ

Narin davasında Türkiye‘nin takdirini kazanan Hakim Ramazan Dündar‘ın 2018 yılında Kastamonu‘da görev yaptığı süreçte, sağlık sorunları nedeniyle mahkemeye gelemeyen 79 yaşındaki mağdur teyzenin ifadesini almak için evine gittiği ortaya çıktı.

Hakim Dündar‘ın bu hareketi, dönemin Adalet Bakanı Adulhamit Gül tarafından takdir edilmişti.

Eski Bakan Gül, o dönem sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Kastamonu’da mağdur olarak katılacağı duruşmaya sağlık sorunları nedeniyle gelemeyen 79 yaşındaki teyzemizin ifadesini evine giderek alan ACM Üyesi Hâkim Ramazan Dündar’a, Başsavcımız Mehmet Uzun’a, ACM Başkanımız Gökhan Oflaz’a ve adliye personelimize teşekkür ediyorum” ifadelerini kullanmıştı.

Duruşma devam ederken gazetecilerin mahkeme heyeti, avukatlar ve sanık/tanıkların ifadelerini paylaşması sayesinde tüm Türkiye mahkeme salonunda ne konuşulduğunu takip etme imkanına sahip oldu.

Gazeteciler Rojda Altıntaş ve Emrullah Erdinç

Duruşmayı tüm Türkiye’nin duruşmayı takip ettiğinin farkında olan hakim Ramazan Dündar, duruşmaya katılan tüm baro başkanlarına söz hakkı veremeyeceğini ifade ederek cinayeti aydınlatmak için bir an önce duruşmaya başlaması ile dikkat çekmişti.

Hakim Dündar, sanıklardan Narin Güran‘ın ağabeyi Enes Güran‘ın Fen Lisesi mezunu olduğunu söyleyip kendisinin küçük yaşta kepçe operatörü olmasına değinerek başlarına gelenlerden şüphe duyup duymadığını sordu.

Duruşma sürerken yer yer sinirlenen hakim bazı anlarda sesini yükselterek herkese eşit mesafede olduğunu dile getirdi.

Gerçeği ortaya çıkarmak için sanıklara soru üzerine sorular soran Dündar, yer yer mahrem sorular sorarak olayı aydınlatmaya çalıştı. Şüpheli isimlerin mahrem sorulardan rahatsız olduğunu dile getirmesi ile özür dilemesi ve sadece gerçeği ortaya çıkarmak istemesi de duruşmanın dikkat çeken diyaloglarından birisi oldu.

Enes Güran’dan olayla alakalı bilgiler alabilmek için her sanığı olduğu gibi Enes Güran’ı da araştıran hakim Dündar, Enes Güran’ın zeki birisi olduğunu dile getirip olay ile alakalı şüphe duyup duymadığını sordu.

Narin’in annesi Yüksel Güran’ın Türkçe’ye tam hakim olmaması ve Kürtçe bildiğini söylemesi üzerine bu konuda bir sorun olmadığını dile getiren hakim Ramazan Dündar, olayı aydınlatmak için Kürtçe konuşulmasına da müsaade etmişti.

Bölgeye de hakim olan Ramazan Dündar, Diyarbakır’da ‘sigara’ kelimesinin ‘esrar’ anlamına da geldiğini bildiğinden dolayı Enes Güran’ın içtiği sigaranın, uyuşturucu da olabileceğini, doğrusunun ne olduğunu sorması ile her noktaya dikkat ettiğini gözler önüne serdi.

Avukatların sanıklar ile diyaloglarının yer yer arasına giren Dündar, “Daha önce ben böyle bir duruşma görmedim. O nasıl görsün!” çıkışı ile duruşmanın önemini bir kere daha gösterdi.

Olayı aydınlatmak için yer yer mahrem sorular sormasının kendisini basına düşürmesinin farkında olan hakim, bu durumu görmezden gelip özür dileyerek mahrem soruları sordu.

Duruşmada sinirleri gerilen Yüksel Güran “Allah belasını versin” ifadesini kullandı. Hakim Ramazan Dündar ise bunun üzerine “Ben soruyorum, bana niye beddua okuyorsun?” yanıtını vermişti.

“SABAHA KADAR BURADAYIZ”

Tanıkların daha sonra dinlenmesi talebi üzerine de Mahkeme Başkanı, “Sabaha kadar buradayız. Nereye kadar giderse” dedi. Bu ifadeler de Dündar’ın olayı çözmek için ciddiyetini gözler önüne sermişti.

DURUŞMADA İKİNCİ GÜN

Gazeteci Rojda Altıntaş, duruşmanın ikinci gününde sabah 9’da başlayan duruşma salonuna gelen hakim Ramazan Dündar’ın genç bir erkek olduğunu aktardı.

Baro başkanları ile beraber duruşmada sorular soran avukatlar ile sanıklar arasına giren hakim Dündar, araya girmeleri ile duruşmada pür dikkat kesildiğini gösterdi.

Sanıkların ifadelerinde aralara giren Dündar, çelişkileri anında ortaya çıkarması ile sanıkları zor duruma soktuğu anlar oldu.

Duruşmanın tüm Türkiye ve basın tarafından takip edildiğinin farkında olan Hakim Dündar, basın mensuplarının aklındaki soru işaretlerini de anında cevaplandırarak hem duruşmayı yönetip hem de dışarıdan takip edenleri aydınlattı.

Avukatların sorduğu her soruyu pür dikkat takip eden hakim, duruşmada olayın aydınlatılmasına yardımcı olmayacak sorular sorulması üzerine anında müdahale etti.

Bazı sanıkların sinirlenip küfür edeceğini söylemesi üzerine “Burada küfür serbest, her şeyi anlat.” cevabını verdi.

Hakim Dündar alışık olmadık şekilde bazı zamanlarda duruşmayı ayakta takip etti.

Ramazan Dündar’ın bazı durumlar karşısında verdiği tepkiler dikkatleri üzerine çekti.

Küçük yaştaki tanıkların ifadeleri alınırken pedagoglar devreye girdi. Hakim burada merak ettiğini doğrudan tanıklara değil, önce pedagaoglara sordu.

Sanık eşlerinden Melek Güran’ın Salim Güran tarafından aldatıldığı her ne kadar ortaya çıksa da eşi bu durumu kabul etmemişti. Ancak eşine bu konuda avukatlar tarafından yüklenilince hakim Dündar bu konuda “Tanığın haklarına saygı duyalım” yorumunda bulundu. Bu durum takdirleri de beraberinde getirdi.

Son olarak bugün görüşülen duruşma ara vermeden uzayınca avukatlar ara istemiş ve yorulduklarını, bayılacaklarını dile getirmişti. Hakim bu söyleme karşın “Ben de iki katı efor sarf ediyorum. 1 saat sonra ara veririz” yanıtını vermişti.

Hakim Ramazan Dündar’ın dikkat çeken çıkışları olay ve duruşma konusu her ne kadar iç karartıcı olsa da durumu aydınlatmak için verdiği çabalar, davayı takip eden milyonlarca insanın gönlünü fethetti.