Yüzen havalimanını andıran dev milli uçak gemisi tasarım aşaması hız kesmeden devam ediyor. 72 metre genişliğe ve 285 metre tam boya sahip olması planlanan gemi yakıt ikmalsiz İstanbul’dan New York’a kadar gidip gelebilecek. Projede BAYKAR ve TUSAŞ’la birlikte çalışılıyor. 50 adet insanlı ve insansız hava aracının iniş ve kalkış yapabilecek gemi hakkında bilgi veren Dizayn Proje Ofisi müdürü Doç. Dr. Mühendis Albay Hakan Uçar, “Gemi tasarımında kritik unsur olan uçuş güvertesi tamamlandı. Gemide yerli sistemlerin kullanılmasını hedefliyor ve milli uçak gemimizde yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranı bekliyoruz. Yakıt tüketimini azaltmaya yönelik yeni tip yumru baş tasarımı geliştirdik. Milli uçak gemisine özel sessiz pervane tasarladık” dedi.
Türkiye’nin mavi vatandaki yeteneğini küresel ölçekte genişletecek, stratejik caydırıcılığını artıracak milli uçak gemisi tasarım çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. Gemi 20 yıllık deneyime sahip ve denizcilik sektöründe bir marka haline gelen Milli Savunma Bakanlığı Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlı Dizayn Proje Ofisi’nde tasarlanıyor. Geminin, 60 bin ton deplasmana, 72 metre genişliğe ve 285 metre tam boya sahip olması planlanıyor. 25 knots azami sürate sahip olacak gemi, yakıt ikmali yapmadan İstanbul’dan New York’a kadar gidip gelebilme kabiliyetine sahip olacak. Yüzen havalimanını andıran gemi tasarımda kritik unsur olan uçuş güvertesi tamamlandı. Yakıt tüketimini azaltmaya yönelik yeni tip yumru baş tasarımı geliştirildi. 110 personelin görev yaptığı gemi tasarımında BAYKAR ve TUSAŞ’la birlikte çalışılarak ilerleniyor.
Dizayn Proje Ofisi müdürü Doç. Dr. Mühendis Albay Hakan Uçar, “Dizayn Proje Ofisi, Türkiye’nin savunma sanayisinde önemli bir rol oynayan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bağlısı bir kuruluştur. Ülkemizin deniz savunma kabiliyetini artırmak, bağımsız bir deniz savunma sanayisine katkı sağlamak ve stratejik denizcilik projelerine öncülük etmek amacıyla Deniz Kuvvetlerimizin ihtiyacı olan savaş gemilerini tamamen yerli imkânlarla tüm performans gerekliliklerini sağlayacak şekilde ve maliyet etkin olarak tasarlıyoruz. Gemide kullanılacak sistemlerin yerli ve milli olmasına azami gayret göstererek yerlilik oranı yüksek milli savaş gemileri öncelikli hedefimizdir. Geminin tüm tasarım süreçlerini icra ediyor, gemi inşa ve test süreçlerinde aktif rol üstlenerek sahadan geri beslemelerin tasarıma yansıtılmasını ve geminin planlanan zamanda elde edilmesini sağlıyoruz. Dizayn Proje Ofisi, MİLGEM Projesi ile başlayan ve bugün TF-2000 hava savunma harbi muhribi ve milli uçak gemisi ile devam eden 20 yıllık süreçte, denizcilik sektöründe bir marka haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.
“ÜLKE SAVUNMASI VE TÜRK DENİZ KUVVETLERİ İÇİN STRATEJİK ÖNEME SAHİPTİR”
Milli uçak gemisinin stratejik bir öneme sahip olduğunu ifade eden Uçar, “Milli uçak gemisi, ülke savunması ve Türk Deniz Kuvvetleri için stratejik öneme sahiptir. Ülkemizin deniz yeteneklerini küresel ölçekte genişletecek, stratejik caydırıcılığını artıracak ve Türkiye’nin mavi vatandaki gücünü pekiştirecek bir platform olacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifi ile projeye başlanmış, projede Deniz Kuvvetlerimizin kendi alanlarında uzman personelin de katılımıyla Dizayn Proje Ofisi bünyesinde toplam 110 kişilik bir ekip yer almaktadır. Aynı zamanda havacılık sektöründe öncü firmalarımız BAYKAR ve TUSAŞ ile müşterek çalışmalar icra edilmektedir” dedi
“HEDEFİMİZ, TEKNOLOJİK OLARAK MUADİLLERİNDEN ÜSTÜN BİR UÇAK GEMİSİ”
Milli uçak gemisi projesinde gelinen son noktayı anlatan Hakan Uçar, “Gemimizin tasarımına tamamen bize özgün olacak şekilde süratle devam ediyoruz. Öncelikle uçak gemisinin en kritik unsuru olan uçuş güvertemizin tasarımı için yerli ve milli hava araçlarımızı esas alarak BAYKAR ve TUSAŞ firmaları ile birlikte çalıştık. Çalışmalarımızın sonucunda rampalı uçuş güvertemiz ile hangar tasarımını tamamladık. Bununla birlikte, uçuş güvertesini taşıyacak teknenin formunu tasarladık, endazesini oluşturduk, ağırlık, kapasite hesapları ve sevk analizlerimizi yaparak geminin ihtiyaç duyacağı itki gücünü ve sevk sistemini de belirledik. Gemimizin tüm dünya denizlerindeki en kötü deniz durumlarında harekat icra edebilmesi için denizcilik analizlerini yaptık. Şu an gemimizin 3 boyutlu olarak genel yerleşim çalışmalarına ve sistem tasarım hesaplarına devam ediyoruz. Hedefimiz milli hava araçlarımızın konuşlandırılması ile muharip gücü yüksek, teknolojik olarak muadillerinden üstün ve yerlilik oranı yüksek bir uçak gemisini en kısa sürede ülkemize kazandırmak”
“YAKIT İKMALSİZ İSTANBUL’DAN NEW YORK’A KADAR GİDİP GELECEK”
“Yapılan tasarım çalışmaları sonucunda gemimiz yaklaşık 60 bin ton deplasmana, 72 metre genişliğe ve 285 metre tam boya sahip olacaktır. Uçuş güvertemiz 3 koşu yollu çift kalkış pisti ve 1 iniş pistinden oluşacak, hava araçlarımız için kısa mesafeden kalkış ve halatlı yakalama sistem, STOBAR’a sahip olacaktır. Yakıt ikmali yapmadan 10 bin deniz mili yani İstanbul’dan New York’a kadar gidip gelebilecek ve 4 adet gaz türbininden oluşan ana tahrik sistemi ile 25 knots azami sürate sahip olacaktır. Yerli ve milli hava araçlarımızdan BAYKAR üretimi Kızılelma ve TB-3 ile TUSAŞ üretimi Hürjet ve ANKA-3 hava araçlarımız gemiden kalkış ve iniş yapabileceklerdir. Bununla birlikte gemide kullanılacak tüm sistemler için öncelikle yerli savunma sanayi firmalarımız ile birlikte çalışacağız” diye konuştu.
“50 ADET İNSANLI VE İNSANSIZ HAVA ARACI KAPASİTESİ OLACAKTIR”
Geminin yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranına sahip olacağını belirten Uçar, “Öncelikle, geminin tasarımının tamamen tarafımızca yapıldığını ve inşasının da askeri tersanelerimizde planlandığını belirtmek isterim. Bununla birlikte, gemide yerli sistemlerin kullanılmasını hedefliyor ve yerli ve milli hava araçlarımız ile milli uçak gemimizde yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranı bekliyoruz” dedi.
“DAHA CAYDIRICI VE DAHA GÜÇLÜ BİR UÇAK GEMİSİ”
SİHA gemisi TCG ANADOLU’nun ağabeyi olan milli uçak gemisi ile arasında boyut, deplasman, taşıyacağı hava aracı, seyir sihası gibi birçok açıdan farklılıklar olduğunu ifade eden Doç. Dr. Uçar, şunları kaydetti:
“Milli uçak gemimizin temel amacı sabit kanatlı uçaklar ve insansız hava araçları için bir deniz platformu sunmaktır. Bu maksatla TCG ANADOLU’dan daha geniş bir hava gücü barındırabilecektir. TCG ANADOLU’dan 2 kat daha büyük boyut ve deplasmana, daha uzun süre operasyon yapabilme kabiliyetine sahip olacaktır. Yani daha caydırıcı ve daha güçlü bir uçak gemisi olarak görev yapacak ve ülkemizin denizden hava gücünü aktarmasına ciddi imkân sağlayacaktır. Çalışmalarda gelinen durum itibariyle asgari 50 adet insanlı ve insansız hava aracı kapasitesi olacaktır.”
“MİLLİ UÇAK GEMİSİNE ÖZEL SESSİZ PERVANE TASARLADIK”
Milli uçak gemisi için hazırlanan özel tasarımlardan bahseden Uçar, “Milli uçak gemimizin tüm sistemleri üzerinde çalışmalar icra etmekteyiz. Ancak, bunlardan bazıları ileri mühendislik gerektiren ve yenilikçi yaklaşımları barındıran tasarımlardır. Örneğin, uçak gemimizin daha uzun süreli operasyon yapabilmesi için yakıt tüketimini azaltmak fayda sağlayacaktır. Bu maksatla, Dizayn Proje Ofisi olarak yakıt tüketimini azaltmaya yönelik yeni tip yumru baş tasarımı geliştirdik. Bu yeni tip yumru baş tasarımını ilk defa milli uçak gemisinde kullanacağız. Ve böylelikle yakıt tasarrufunda da ciddi bir kazanım elde edilecektir. Bununla birlikte, geminin su altı akustik izini azaltmak ve böylelikle düşman unsurlar tarafından tespit edilmesinin önüne geçmek amacıyla milli uçak gemisine özel sessiz pervane tasarladık. Ayrıca, gemimizin su üstü ve su altı patlamalarına yönelik ileri mühendislik gerektiren şok analizlerini icra ediyor, analiz sonuçlarına göre tasarım yaparak gemimizin patlamalara karşı dayanıklı olmasını sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.