Erzincan İliç‘te 13 Şubat’ta meydana gelen ve 9 işçinin hayatını kaybettiği liç yığını faciasının ardından tüm faaliyetleri geçici olarak durdurulan Anagold Madencilik, maden sahasında rehabilitasyon çalışmalarında son aşamaya gelindi.
Gerekli önlemlerin alındığını ve yeniden faaliyete geçmeye hazır olduklarını ifade eden Anagold Madencilik Türkiye Müdürü Cengiz Demirci, maden sahasında artık liç yığını yönteminin kullanılmayacağını, üretimin “süflit tesisi” ile sürdürüleceğini belirtti.
Demirci ayrıca “Yeni bir ÇED ile ilgili olarak Çevre Bakanlığı ile görüşme yapıyoruz. Onun üzerine önümüzdeki süreçlerde yeni bir ÇED süreci başlayacak” dedi.
9 İŞÇİYE MEZAR OLAN LİÇ YIĞININDAN VAZGEÇİLDİ
Çöpler Maden Sahası Yönetim Ofisi Toplantı Odası’nda gerçekleştirilen basın toplantısında, Anagold Madencilik Türkiye Müdürü Cengiz Demirci ve Hukuk Direktörü Cem Aktolgalı gazetecilere, facianın yaşandığı güne ve maden ocağının güncel durumuna dair sunum yaptı.
Toplantıya, madende yetkili sendika olan Türkiye Maden İşçileri Sendikası Şube Müdürü Yıldırım Beyazıt Çetin de katıldı. Saha gezisinde gazetecilere madeni yeniden açmak için hazır olduklarını belirten Demirci, bütün hazırlıkları tamamladıklarını, faaliyete geçtiklerinde daha öncekinin aksine liç yığını oluşturmadan “sülfit proses tesisi” kullanılarak üretim yapılacağını söyledi.
Demirci, kaymanın ardından siyanürün Fırat Nehri’ne karıştığı iddialarına ilişkin de, “Bizzat bakanlık ve bağımsız kuruluşlar tarafından binin üzerinde numune alındı. Tek bir yeraltı ve yerüstü ve toprak numunesinde kirlilik olmadığını göreceksiniz. Bütün bu numunelerin hepsini biz Meclis’e sunduk” dedi.
“VAHŞİ MADENCİLİK FİLAN YAPILMIYOR”
Demirci, kayan 10 buçuk milyon ton malzemenin vadiden kaldırıldığını belirterek, “Bu çalışmayla, beraberinde iki baraj kuruldu. Tamamıyla bitmek üzere olan 1600 milimlik bir boru hattı projesi var. Onun da tamamlanmasıyla vadinin rehebilitasyon çalışmaları sona girecek. Burada vahşi madencilik filan yapılmıyor” dedi.
Demirci, olası bir sel felaketinde herhangi bir sıvının Fırat’a karışmaması amacıyla boru hattının çekildiğini ekledi.
“KAZANIN NEDENİ MÜHENDİSLİK HATASI”
Demirci, kaymanın ana sebebinin liç projesinin dizaynını hazırlayan firmanın “mühendislik tasarım hatası” olduğunu öne sürerek, “Mühendislik tasarım hatası olduğu zaman siz tasarıma ne kadar uyarsanız uyun bir noktada, 300 kilo denmişse size 150 kilo koyduğunuzda bu kırılır. Bunlar çok kritik, eleştirilerden biri şuydu, ‘siz bunu nasıl görmediniz…’ Dizayn yapan GRE her üç ayda bir gelip burada denetim yapıyordu. Türkiye’deki başka bir firma isim vermeyeyim, düzenli olarak ayda bir denetim yapıyordu. Uluslararası bir firma üç elemanıyla 365 gün buradaydı. Devletin görevlendirdiği başka bir firma 5 yada 6 mühendisiyle 365 gün burada. 4 firma tarafından ve bunlar uluslararası firma tarafından denetleniyor ve biz kendimiz hata yapabiliriz diye 4 firmaya vermişiz zaten. Bunlar tek tek her türlü denetimden geçiriyorlar” diye konuştu.
“ÇALIŞANLARIMIZIN GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK ÖNCELİĞİMİZ”
Demirci “Yaşanan üzücü ve hepimizi derinden yaralayan olaydan sonra, mevcut çalışanlarımızın güvenliğini sağlamak da en önemli önceliğimiz oldu. İş sağlığı ve güvenliği süreçlerimizi yeniden gözden geçirdik ve güçlendirdik” dedi.
“ASLİ KUSURLU AMERİKA’DAN DÖNMEDİ”
Avukat Cem Aktolgalı olay gününü anlattığı sunumda, 13 Şubat günü saat 08:00’de jeoteknik bir değerlendirmenin ardından sahadan 50 kişinin tahliye edildiğini ve yolların kapatıldığını söyledi. Aktolga olayda “asli kusurlu” olarak bulunan saha sorumlusu Kenan Özdemir’in Amerika’da olduğunu, dönüş biletlerinin alınmasına rağmen geri dönmediğini bu nedenle iş akdinin feshedildiğini söyledi.
EKSİK RADAR SORUSUNU YANITLADI
Aktolga’ya tutuklu bulunan jeoteknik mühendisi Ali Rıza Kalender’in ifadesinde geçen, “Olaydan 3 ay önce 2 robotik ve 2 radar cihazının eksik olduğunu cihazlarının alınması talebinde bulunmasına rağmen alınmadığına” ilişkin sözleri de soruldu.
Aktolga, “Bizim 2015’ten beri bir radarımız var. Yığın liç bölgesindeki radarımız hassas bir radar. Biz 2023 yılında danışmanlık alıyoruz, diyoruz ya yurt dışında, bir uzmanımız geliyor sahamızı inceliyor diyor ki ‘çatlak operasyonumuz var. Radar sayısını arttırmanız lazım.’ Bunun üzerine 2024 bütçesine iki radar ekleniyor. 2 radarın da haziran ayında izlenmeye başlanması jeoteknik mühendisimiz tarafından isteniyor. 2023 Aralık ayında talebi yapılıyor bütçeleniyor. Buna dair evraklarımız var” cevabını verdi.
“MADENLERDE RADAR MECBURİ DEĞİL”
Aktolga, “radar cihazlarının neden hemen alınmadığı” sorusuna da, “Radar el radarı değil, yurtdışından geliyor, İtalyan üretimi, ona göre saha ayarlaması da yapıyorlar. Önceden kendisi öyle talep etmiş, zannetmiyorum Türkiye’de herkes almıştır ama radar olmayan madenler vardır. Jeoteknik mühendisin ana görevi zaten saha gözlemidir” dedi.
Cengiz Demirci ise, “Türkiye’de madenlerde radar bulundurulmasına dair yasal mecburiyet olmadığını” kaydetti.
ÜRETİM LİÇ YIĞINI ŞEKLİNDE DEĞİL, SÜLFİT TESİSİ İLE YAPILACAK
Toplantının ardından gazetecilere sırasıyla radar merkezi, maden sahası, “sülfit proses tesisi” gezdirildi.
Anagold Madencilik Çöpler Maden Sahası Genel Müdürü Oğuz Atıl Karamercan burada yaptığı bilgilendirmede, 13 Şubat’tan itibaren 8.7 milyon metreküp toprağın geçici alanlara taşındığını, kalan 800 bin metreküpün de yakında taşınacağını söyledi.
Anagold Madencilik Çöpler Madeni Sülfit Proses Tesisi Müdürü Faruk Değirmenci, madenin içerisinde bulunan sülfit tesisinin tanıtımını yaptı. Değirmenci, tesisin Türkiye’de ilk sülfit tesisi olduğunu belirtti.
Şirketin Türkiye Müdürü Demirci de bu tesisle artık liç yığını yönteminin kullanılmayacağını ifade etti. Demirci, “Çöpler’de sülfit tesisi ve yığın liçi metodu olmak üzere iki üretim yöntemi kullanıyorduk. Operasyonlar yeniden başladığında, üretime sadece sülfit tesisi ile devam edilecek, yığın liçi yapılmayacak. Cevherleşme şeklinden ve cevher içindeki tenörden dolayı, yüksek teknolojili ve kapalı bir sistem olan sülfit tesisi ile devam edilecek” dedi.
Kazadan sonra üretimin tamamen durdurulduğunu söyleyen Cengiz Demirci ANKA Haber Ajansı’nın sorularını da yanıtladı. Demirci, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) kararına rağmen çalışmanın neden devam ettiği yönündeki soruya, “Buradaki mahkeme kararında geçici depolama sahalarına depolanmasının durdurulmasıyla ilgili bir karardır. Bu geçici depolama sahalarında taban kayacı metomorfik kilden oluşan taban kayacıydı. Onun üzerine 1 metrelik kil tabakası koyduk ve onun üzerine membranımız vardı. Bu götürdüğümüz malzemeyi de onun üzerine depolamıştık, mahkemenin kararıyla şimdi bunu yapamıyoruz. Doğal olarak yapamadığımız yerde yukarıda yığın liçinin olduğu yer hazırladık. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ile birlikte bir çalışma yapıldı ona göre de buradaki malzeme oraya atlıyor” diye konuştu.
DEMİRCİ: “YENİ BİR ÇED SÜRECİ BAŞLAYACAK”
Şirketin yeni bir ÇED başvurusuna ilişkin de, “Biz 2014 ÇED’ine döndük. 2021 ÇED’i ile ilgili olarak mahkeme süreci devam ediyor. Bu mahkeme süreci ile ilgili elimizden geldiği kadar ÇED’i savunmaya çalışacağız. Yeni bir ÇED ile ilgili olarak da Çevre ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile görüşme yapıyoruz. Onun üzerine önümüzdeki süreçlerde yeni bir ÇED süreci başlayacak” dedi.
AKTOLGALI: “MADENİN AÇILMASINI İSTİYORUZ”
Avukat Cem Aktolgalı da, “Maden ocağının tekrar açılması için ÇED’e başvuracak mısınız” sorusuna, “Tabii ki açılmasını istiyoruz, çalışmalarımız da bu yönde. Rehabilitasyon çalışmalarımız son aşamasında. ÇED ile ilgili dava sürecimiz devam ediyor, onunla ilgili bizim haklı bulmadığımız bir karar alındı. ÇED bir yol haritasıdır. Türkiye’nin madencilik alanında en iyi ÇED’lerinden biridir. Kazayla çok ilişkilendirebileceğimiz bir durum yok. Bununla ilgili bağımsız bir çalışma da yaptırdık biz. Bu raporda da ‘ÇED ile kazanın ilişkilendirilemeyeceğini ÇED’in buna uygun olduğu yönünde bir tespit var. Biz temyiz sürecine devam ediyoruz. 2021 yılı ÇED’imiz şu an Danıştay incelemesinde, biz itirazlarımızı yaptık bu iptal kararına artık Danıştay’ın kararını bekleyeceğiz” diye konuştu.
İLİÇ’TE NE OLDU?
Erzincan İliç’te Çöpler Altın Madeni’ndeki liç yığını 13 Şubat’ta çöktü. Felakette 9 kişi toprak altında kaldı.”Ölüm ve yaralanmalara sebebiyet vermek” suçlamasıyla gözaltına alınan 8 kişiden 6’sı tutuklandı. 2 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Gözaltına alınan Anagold Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Demirci serbest bırakılanlar arasındaydı.