24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Anlaşması ile milli ekonomiye büyük bir adım atıldı.
Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı’ndan yeni çıkmış ülkenin ekonomik kalkınmasını sağlamak için milli ekonominin temellerini atmakta geç kalmıyor.
Cumhuriyet döneminin ilk ulusal bankası olan Türkiye İş Bankası, Atatürk’ün direktifleriyle İzmir Birinci İktisat Kongresi’nde alınan kararlar doğrultusunda 26 Ağustos 1924 tarihinde kuruluyor.
Türkiye İş Bankası kuruluşunun 100. Yılı nedeniyle 26-27 Eylül tarihleri arasında İş Kuleleri’nde düzenlediği, “Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış” başlıklı uluslararası konferansta; ulusal ve uluslararası alanda akademisyenler, ekonomistler, girişimciler dünya ve Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerini paylaştılar.
Konferansın niteliği hakkında genel bir fikir edinmeniz için “Değişen Küresel Ekonomi ve Türkiye” konulu bir sunum yapan Nobel ödüllü Ekonomist Prof. Dr. Paul Krugman ve kimya dalında Nobel ödüllü bilim insanı Prof.Dr. Aziz Sancar, iş insanları, yazarlar Malcolm Gladwell, Apple Inc. kurucularından Steve Wozniak, IBM Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) Genel Müdürü Ana Paula de Jesus Assis, Prof. Dr. Philippe Aghion ve yazar Brett King ‘in yanı sıra ekonomi, bilim, ekonomi tarihi, yapay zeka gibi güncel tartışma konularının fikir önderleri Prof. Dr. Şevket Pamuk, Refik Anadol, Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil, Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, Mahfi Eğilmez, Prof. Dr. Asaf Savaş Akat ve Ege Cansen’in yer aldığı konferansa ana konuşmacı olarak katılan bakan kim?
Aklınıza şüphesiz ilk gelen isim Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ya da Ekonomiden Sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’dır; ama onlar değil…
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Kahraman da aklınıza gelmiş olabilir.
2 günlük konferansın ana konuları arasında yapay zeka, teknoloji, rekabet, küresel ekonomi yer aldığına göre aklınıza Sanayi ve Teknoloji, olmadı, Ticaret Bakanı gelmiştir diye düşünebiliriz; onlar da değil…
İş Bankası’nın kurumsal kıymeti ve konferansa taşıdığı konunun ağırlığı dikkate alındığında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan konferansın açılışını yapsa hiç şaşırmazdık.
Daha fazla sizi merakta bırakmayayım, Türkiye’nin en büyük özel bankası İş Bankası’nın “Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış” konulu konferansında konuşmacı Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’du.
Ev sahibi Bakan Ersoy, “Türkiye, sadece deniz, kum ve güneşle değil, aynı zamanda tarihin derinliklerinden gelen kültürel zenginlikleriyle de turistlerin ilgisini çekmektedir.” bilgisi vermekle yetinmedi elbette; Atatürk’ün kurucusu olduğu bankaya ilişkin de bir-iki söz etti.
Ersoy, “İş Bankasının 100. kuruluş yıl dönümünü kutlamak üzere bir aradayız. 100 yıl önce atılan bu adım sadece bir bankanın başarı hikayesi değil, aynı zamanda Cumhuriyet’imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ileri görüşlü liderliğinin de sonucudur.” ifadelerini kullandı.
Atatürk’ün Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığının, siyasi bağımsızlık kadar hayati olduğunu her zaman vurguladığına dikkati çeken Ersoy’un konuşması “Ekonomik bağımsızlık, ulusal egemenliğin güvencesidir. İş Bankası da bu vizyonun ışığında, kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin ekonomik kalkınmasının en önemli yapı taşlarından biri olmuştur. Atatürk’ün ortaya koyduğu vizyon, yalnızca kendi döneminin değil, gelecek nesillerin de yolunu aydınlatacak bir rehberdir. Onun ekonomik ve sosyal alanlarda hedeflediği modernleşme süreci, yalnızca Batı’yı takip etmek değil, Türk milletini dünya sahnesinde hak ettiği konuma getirme çabasıdır.” diye uzayıp gidiyor.
Bu konuşmaların arasına yerleştirilmeyen tek şey; AKP iktidarında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Atatürk’ün Türk ulusuna tek mirası olan Türk Dil Kurumu (TDK) ve Türk Tarih Kurumu’nun (TTK) üzerine oturduğu…
Atatürk’ün talimatıyla “sivil toplum kuruluşu” olarak 1931 yılında kurulan TTK ve 1932 yılında kurulan TDK ilk yapısal dönüşümü, 12 Eylül askeri darbesinin gölgesinde hazırlanan 1982 Anayasası ile yaşadı. Her iki kurum da aynı yıl kurulan “Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu” çatısı altına alınarak, bir devlet kurumu haline getirildi.
Türk Dil Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezi ile birlikte kamu tüzel kişiliğine sahip bir kurum olarak yapılandırılan Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu (AYK), 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişle birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlandı.
Cumhurbaşkanlığı 15.07.2018 tarihli genelgesi ile de Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’na Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “ilgili kurumu” statüsü verildi.
Şimdi yavaş yavaş Ersoy’un neden İş Bankası’nın 100. Yılında konuşan tek bakan olmasının nedeni anlaşılıyor değil mi?
Zira bu konunun CHP tarafından da pek anlaşıldığını sanmıyorum.
Bankanın hisse yapısı konuyu daha iyi netleyecektir. Yüzde 30.4’ü BİST’te işlem gören İş Bankası’nın yüzde 41.5’i çalışanlarının üyesi bulunduğu Munzam Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Vakfı’na ait. Kalan yüzde 28.1 hisse Atatürk hissesiydi. Atatürk, bu hisselerin gelirlerinin TDK ve TTK’na bırakılmasını vasiyet etti. Hazırladığı vasiyetnamede bu hisselerin kontrolünü de yine kurucusu olduğu CHP’ye bıraktmıştı.
İş Bankası’nın gelirlerini TDK ve TDK nasıl kullanıyor?
Mesela geçen yıl açılan Rami Kışlası Kütüphanesi yatırımı, Kültür ve Turizm Bakanlığı patronajında Türk Tarih Kurumu bütçesiyle yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açılışına katıldığı 36 bin metrekare kapalı alanla hizmet veren kütüphane, New York’un ünlü Central Park’ına ve Londra’nın ünlü Hyde Park’ına benzetilen 51 bin metrekarelik bir millet bahçesine de sahip.
Kütüphane TV ekranlarında Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi “Gençlerle Buluşma” söyleşisinin yapıldığı mekan olarak görüldü.
TTK’yla ilgili yapılan son düzenleme Sayıştay’ın 2021 raporunda yer alıyor:
“Yıllardan bu yana 102.02.05- T.C. Vakıflar Bankası Başkent Şubesi nezdindeki vadeli mevduat hesabında nemalandırdığı nakit varlıklarını 8 Nisan 2020 tarihi itibarıyla kapatarak, TCMB nezdindeki “102.02.18-Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kurum Tek İdare Tahsilat Hesabı”na aktarmış; 31.12.2021 tarihli bilanço günü itibarıyla Hazine ile mutabakatı sağlanmış mevcut nakit varlıklarını ise 1.577.782.216,15 TL tutar ile “135-Tek Hazine Kurumlar Hesabından Alacaklar” hesabında mali tablolarına yansıtmıştır.”
2020 yılında 7197 sayılı 2020 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile 16 milyon 360 bin TL ödenek tahsis edilmiş, yıl içerisinde yapılan aktarma ve eklemeler sonucunda toplam ödenek 94 milyon 176 bin TL olmuş..
Ödeneğin yüzde 65.7 oranında yaklaşık 62 milyon lirası kullanılmış. 2021 yılında ise Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile 40.5 milyon lira ödenek tahsis edilmiş, yıl içerisinde yapılan aktarma ve eklemeler sonucunda toplam ödenek 191.5 milyon lira olmuş. Ödeneğin yüzde 92.94’ü oranında yaklaşık 178 milyon TL’si kullanılmış.
İdare, en önemli gelir kalemi olan Atatürk’ün hisselerine isabet edecek temettü gelirleri kapsamında Türkiye İş Bankası AŞ’den 2021 yılı için öngörülen 240 milyon TL tutarındaki gelir kalemine karşılık, yaklaşık 82.4 milyon TL temettü geliri elde etti.
31.12.2021 tarihli bilanço günü itibarıyla Hazine ile mutabakatı sağlanmış, mevcut nakit varlıklarını ise yaklaşık 1.6 milyar TL “135-Tek Hazine Kurumlar Hesabından Alacaklar” hesabında mali tablolarına yansıtılmış.
Sayıştay Türk Dil Kurumu (TDK) 2021 Raporunda “2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile 23.6 milyon lira ödenek tahsis edilmiş, yıl içerisinde yapılan aktarma ve eklemeler sonucunda toplam ödenek 462 milyon lira olmuş. Ödeneğin yüzde 50’si oranında 230.4 milyon lirası kullanılmış.
TDK, en önemli gelir kalemi olan Atatürk’ün hisselerine isabet edecek temettü gelirleri kapsamında Türkiye İş Bankası’ndan 2021 yılı için öngörülen 223.6 milyon lira tutarındaki gelir kalemine karşılık 81.4 milyon lira temettü geliri elde etmiş.
Sayıştay Raporu’ndan aynen alıyorum:
“İdare (TDK), söz konusu talimat uyarınca yıllardan bu yana 102.02.05- T.C. Vakıflar Bankası Kavaklıdere Şubesi nezdindeki vadeli mevduat hesabında nemalandırdığı nakit varlıklarını 1 Nisan 2020 tarihi itibarıyla kapatarak TCMB nezdindeki “102.02.18-Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kurum Tek İdare Tahsilat Hesabı”na aktarmış; 31.12.2021 tarihli bilanço günü itibarıyla Hazine ile mutabakatı sağlanmış mevcut nakit varlıklarını ise 1.795.270.747,03 TL tutar ile “135-Tek Hazine Kurumlar Hesabından Alacaklar” hesabında mali tablolarına yansıtmıştır.”
TDK ve TTK’nın Tek Hazine Hesabı’na aktarılan toplam nakit varlığı 2021 yılı sonu itibariyle yaklaşık 3.5 milyar TL olmuş. Covid-19 pandemi dönemi (2020-2021) dikkate alındığında bu gelirlerde bir miktar düşüş de olmuş olma olasılığı çok yüksek. Sonraki yıllar Hazine hesabından takip edilebilir.
Mevcut iktidar TDK ve TTK’yı “Tek Hazine Kurumlar Hesabına” alarak; Atatürk’ün “aydınlara” bıraktığı mirası devletleştirmiş oluyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü web sayfasında yer alan Rami Kışlası Projesi Künye Bilgileri:
- Proje alanı: 220 bin m2
- Millet Bahçesi Peyzaj Alanı: 51 bin m2
- Kapalı Alan: 36 bin 250 m2 (8 adet ana kol-23 bin m2 ve 5 adet blok yapı-12,7 bin m2)
- Oturma kapasitesi: 4 bin 200 kişi
- Kitap kapasitesi: 2.5 milyon adet
- Yürütücü: İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü (Türk Tarih Kurumu yatırım bütçesi)
- 1. Etap Sözleşme Bedeli: 28 milyon TL (2014 yılı fiyatlarıyla)
- 1. Etap Yüklenicisi: TRANS-T İnş. San. Ve Ticaret Ltd. Şti
- 2. Etap İhale Ekap No: 2017/424271 (Belli İstekliler Arasında)
- 2. Etap Yüklenicisi: Yılmaz Yapı Taahhüt ve Tic. Ltd. Şti.
- 2. Etap Sözleşme Bedeli: 39 milyon TL (2017 yılı fiyatlarıyla)
- 3. Etap Sözleşme Bedeli: 181 milyon TL (2021 yılı fiyatlarıyla)
- 3. Etap Yüklenicisi: Adamak Restorasyan ST ve Abma Restorasyan Ltd. Şti. İş Ortaklığı
- Proje Adres Bilgisi: Ramiyeni mah. 268 ada 17 parsel
- Proje ortakları: Kütüphaneler ve Yayımlar Gn. Md, Kültür Varlıkları ve Müzeler Gn.Md.
- Proje alternatif isimleri: Rami Kitap ve Kütüphanesi Vadisi, İstanbul Kütüphane Vadisi, İstanbul Arşiv Kütüphanesi