Ana Sayfa GÜNDEM Hatay’da binlerce yıllık deprem hikayesi! Antik Hipodrom’un altında ne var?

Hatay’da binlerce yıllık deprem hikayesi! Antik Hipodrom’un altında ne var?

Hatay‘da Roma Dönemi‘nde inşa edilen Antakya Antik Hipodrom çevresinde yapılan kazılarda, yıkılan bir sarayın yeniden inşa edildiği tespit edildi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı‘nın desteğiyle yürütülen kazılar, Küçükdalyan Mahallesi’ndeki hipodrom, saray ve tapınak alanlarında devam ediyor.

Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Hatice Pamir başkanlığındaki ekip, Roma ve Helenistik döneme ait eserlerin izlerini araştırıyor.

Daha önce saray alanında bulunan künk, müzik aleti parçaları ve zarlar üzerine yoğunlaşan kazılar, yeni bulgularla devam ediyor.

Prof. Dr. Pamir, sarayın milattan sonra 4. yüzyılda inşa edildiğini ve büyük bir yıkım sonrası tekrar yapıldığını belirtti.

Kazılarda 3 farklı döneme ait izler bulunduğunu vurgulayan Pamir, mimari elemanların yeniden inşa sürecinde kullanıldığını söyledi.

Hipodromda yapılan çalışmalar ise yapının M.S. 115 yılında inşa edildiğini ve mozaik kaplı bir yüzeye sahip olduğunu ortaya koydu.

Kazıların tamamlanmasının ardından bölgede bir arkeopark kurulması planlanıyor.

Hipodromdaki kazıların da sürdüğünü dile getiren Pamir, şu bilgileri paylaştı:

“Sarayın olduğu alanda önce jeofizik araştırmalar yaptık ve birtakım veriler elde ettik. Verileri takip edip kazı çalışmalarına başladık. Antakya’nın depremle iç içe olan hayatını anlatan saray büyük bir yıkım geçirdikten sonra tekrar inşa edilmiş.

Bu yıl kazılarda ulaştığımız güzel sonuçlardan biri, saraya ait mimari elemanların yeniden inşa sürecinde sütun gövdeleri ve blok taşlarının kullanıldığını görmemiz. Bu da bize saraya yönelik gelecekte yürütülecek araştırmalar için ipucu oluşturdu.

“Alanda yarış yapılan düzlüğü ikiye bölen bir konstrüksiyon ögesi var. Oradaki çalışmalarda yapının milattan sonra 115 yılında inşa edildiğine dair veriler elde ettik ve platformun yüzeyinin havuzlarla kaplı olduğuna dair sifon sistemleri bulduk. Yüzeyin mozaikle kaplı olduğuna dair verilere ulaştık. Bu da hipodromu nasıl 3 boyutlu canlandırabileceğimize dair önemli bilgiler sundu.”