Nilay ABDAL-Halktv.com.tr
İstanbul’un Avcılar ilçesinde, 2 farklı işyeri çalışanları ortalığı adeta savaş alanına çevirdi. 34 yaşındaki Gökhan Taş, 54 yaşındaki babası Hüseyin Taş’a ait olan türkü evinden çıktığı sırada işyerlerinin hemen yanında bulunan bir alkollü mekanda çalışan Ünal Memiş ile karşılaştı ve taraflar arasında tartışma yaşandı. Tartışma kısa sürede kavgaya dönüşürken Hüseyin Taş’ın da müdahil olduğu kavga kanla bitti. 21 yaşındaki Memiş, kavga sırasında kendisine tokat atan Taş’ı kesici bir aletle göğsünden yaralarken olanlara tanıklık eden Mahir Kut, Mehmet Kur ve Filiz Taş’ın da kavgaya karışmasıyla ortalık adeta savaş alanına döndü.
TÜRKÜ EVİNE KURŞUN YAĞDIRDILAR
Yaşananların ardından söz konusu alkollü mekanda çalışan 41 yaşındaki Sema Kılıç, 29 yaşındaki Buğdat Kut’u arayarak ağabeyi Mehmet Kut’un karıştığı kavgada yaralandığını söyledi. Bunun üzerine Mehmet Kut, Buğdat Kut’u almak için yola çıkarken ikili 20 dakika sonra yeniden olay yerine geldi. Söz konusu işyerinin önünde bir süre konuşan Mehmet Kut ve Buğdat Kut aralarında kavganın yaşandığı çalışanların bulunduğu türkü evinin önüne giderek ellerindeki silahlar ile içeriye doğru ateş açtı.
Açılan ateş sonucunda mermilerin hedefi olan Celal Tokgöz, Ayhan Küçükdal ve Burhan Küçükdal yaralanırken Hüseyin Taş hayatını kaybetti. Olay yerinden kaçan Buğdat Kut, polis ekipleri tarafından yakalandı, Mehmet Kut ise firar etti.
5 KİŞİ HAKKINDA DAVA AÇILDI
Olayın ardından konuya ilişkin soruşturma başlatılırken Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Buğdat Kut ve Mehmet Kut’un kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, ateşli silahlarla mermileri taşıma, satın alma veya bulundurma suçlarından, Sema Kılıç’ın kasten öldürme ve kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından, Ünal Memiş’in ise kasten yaralama suçundan cezalandırılması talep edildi. Şüpheli Filiz Taş’ın ise yaralama suçundan ceza alması istendi.
“HEDEF GÖZETMEDEN ATEŞ ETTİM”
Tutuklu sanık Buğdat Kut, savcılıkta verdiği ifadesinde, yengesinin kendisini arayarak “Abini dövdüler, çabuk yetiş, gel bizi buradan çıkar” dediğini ifade etti ve ruhsatsız tabancasını alarak yola çıktığını kaydetti. Daha sonra kuzeni Mehmet Kut’la karşılaştığını belirten Buğdat Kut, “Birlikte mekana gittik. Ağabeyim Mahir’e baktım, göremedim. Ortalıkta çok fazla insan vardı. Hüseyin Taş’ı gördüm. Hüseyin Taş’ı 8-10 yıldır tanırım. Ben oraya gidince 8-10 kişi vardı. Hepsinin de silahı vardı. Hüseyin elini beline attı. Ben de hedef gözetmeden Hüseyin’in ayağının dibine doğru 3-4 el ateş ettim. Akışına yani kaç tane geldiyse silahın ağzına o kadar ateş ettim.” ifadelerini kullandı ve amacının kendisini korumak olduğunu ileri sürdü.
“KENDİSİNİ ENGELLEMEYE ÇALIŞTIM”
Mahir Kut ise verdiği ifadede, “Olay günü arkadaşım Sema Kılıç ve amca oğlum Mehmet Kut ile gece kulübüne eğlenceye gittik. Buranın hemen yanında Duvar isimli türkü evi vardır. Duvar türkü evinin sahibi Hüseyin Taş’tır. Ben eğlence mekanında eğlenirken mekanın hemen önünde kavga olduğunu gördüm. Ünal Memiş, Hüseyin Taş, Celsal Tekgöz isimli şahıslarla birlikte bayağı kalabalık bir grup tartışıyor, kavga ediyorlardı. Ben de kavgayı ayırmak için dışarı çıktım.” ifadelerini kaydetti. Kavga sırasında kimseye vurmadığını ve silah kullanmadığını ileten Kut, “Buğdat’ın ateş ettiğini kameralarda gördüm, olay anında ateş ettiğini görmedim. Olay anında Buğdat’ın yanına gittim, elinde silah vardı.” dedi.
‘BEN BIÇAK KULLANMADIM’ SAVUNMASI
Sanık Ünal Memiş ise, Gökhan Taş’ın kendisini sağ kolundan bıçakladığını ifade etti. Meydana gelen kavga sırasında elinde sopa olduğunu kaydeden Memiş, “Delici veya kesici alet kullanmadım. Hakkımda söylenen Hüseyin Taş’ı bıçakladığıma ilişkin iddiayı kabul etmiyorum. Bıçaklayacak olsam ilk etapta Gökhan’ı bıçaklardım. İddiaları kabul etmiyorum.” söyleminde bulundu.
“ÇABUK YETİŞ, BİZİ BURADAN KURTAR” DEDİM
Bir diğer sanık Sema Kılıç ise, verdiği savcılık ifadesinde erkek arkadaşı olan Mahir Kut ile birlikte söz konusu eğlence mekanına gittiklerini daha sonra kavgaya şahit olduklarını ifade ederek “Dışarıda gürültü sesleri olunca Mahir dışarı çıktı. Mahir ile Mehmet de dışarı çıktı. Bir müddet sonra Mahir geldiğinde kulağı kanıyordu. Ne yapacağımı bilemez haldeydim, endişelendim. Kan kaybından ölür düşüncesine kapıldım.” ifadelerini kaydetti.
Kılıç, yaşananlar üzerine Buğdat Kut’u aradığını belirterek “Çabuk yetiş bizi buradan kurtar” dedim. Ancak Buğdat’ın mekana gelip gelmediğini görmedim. Dışarı çıkmadım, dışarıdan silah sesleri duymadım. Kimin kime ateş ettiğini bilmiyorum.” dedi.
BİR SONRAKİ DURUŞMA ARALIK’TA
Küçükçekmece 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, kasten yaralama ve ruhsatsız ateşli silah bulundurma suçlarından yargılanan sanıklar Buğdat ve Mahir Kut’un tutukluluk hallerinin devamına hükmedildi.
Mahkeme tarafından Sema Kılıç ve Ünal Memiş hakkında uygulanan adli kontrol tedbirlerinin devamına karar verilirken Mehmet Kut hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı. Duruşma 18 Aralık 2024 tarihine ertelendi.