Senegal’in Saint-Louis kentinde bu yıl dördüncüsü düzenlenen telli çalgılar festivali “Au Tour des Cordes”a katılan Zayed, verdiği konser sonrası, ülkesinde devam eden soykırım ve müzik kariyerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kudüs’te doğan ve çocukluğunu Kudüs ile Ramallah arasında geçiren Zayed, o dönem yaşadıkları insan hakkı ihlallerinin bir çocuk olarak farkında olmadığını söyledi.
Zayed, işgal altındaki Filistin topraklarındaki geçirdiği çocukluğun “normal” olmadığını ancak büyüdükten hatta Fransa’ya yerleştikten sonra idrak ettiğini belirtti.
Filistinli sanatçı, “İkinci İntifada olduğunda 9 yaşındaydım. Kafamıza bombalar yağıyordu, her an ölebilirdik ama korkmuyorduk. Çünkü tam olarak neyin içinde olduğumuzu da bilmiyorduk. Ne zaman ki Fransa’ya gittim ve olaylara biraz daha uzaktan baktım, yaşananların hiç de normal olmadığını gördüm.” dedi.
Zayed, müziksever bir ailede büyüdüğüne de dikkati çekerek, kanunla ilk kez 5 yaşında, erkek kardeşi kanun çalarken tanıştığını ifade etti.
“Kardeşim hocasıyla kanun çalarken adeta büyülenmiş şekilde onları izlediğimi ve kanuna ‘büyülü kutu’ ismini taktığımı hatırlıyorum.” diyen Zayed, birkaç yıl sonra da profesyonel kanun eğitimine başladığını kaydetti.
Zayed, kanun eğitimi alırken Türk ve Osmanlı müziğinden de sık sık eserler dinlediğini dile getirerek, Göksel Baktagir, Pınar Somakçı ve Aytanç Doğan gibi isimleri de beğenerek takip ettiğini vurguladı.
“HEM SORUMLULUK HEM SUÇLULUK DUYUYORUM”
Zayed, müziğin Filistin’de yetişmiş bir çocuğun dünyasına özgürlük getirdiğinin altını çizerek, “Müzik benim hayatımı kurtardı diyebilirim. Müzik sayesinde o anki gerçeklikten uzaklaşarak özgür olduğunuz illüzyonuna kapılıyorsunuz.” ifadesini kullandı.
Fransa’da yaşayan Filistinli bir sanatçı olarak yaşananlar karşısında karmaşık duygular hissettiğini de belirten Zayed, “Filistin’deki soykırım karşısında hem sorumluluk hem de suçluluk duyuyorum. Konuşmaktan daha fazlasını yapmak istiyorum. Tam olarak kelimelerle ifade edemediğim bu vahşet, bu soykırım artık durmalı.” diye konuştu.
-“GEORGE FLOYD İLE KUDÜS’TE ŞEHİT EDİLEN OTİZMLİ İYAD HALLAK’IN KATİLİ AYNI”
Zayed, konserinde seslendirdiği Filistinli şair Hüseyin Barguti’nin bir şiirinden esinlenerek yazdığı “Safartu” isimli parçasını hazırlarken George Floyd ve Kudüs’te şehit edilen otizmli İyad Hallak’ın hikayesinden çok etkilendiğini söyledi.
Christine Zayed şöyle devam etti:
“Farklı zamanlarda, farklı mekanlarda öldürülen 2 kişi ama her ikisinin de ölümü birbiriyle bağlantılı. ABD’de öldürülen siyahi George Floyd’un da Kudüs’te öldürülen otizmli İyad Hallak’ın da katili aynı, onlar aynı sistemin kurbanı oldular. Otizmli İyad karşısında İsrail askerlerini görünce paniklediği için öldürüldü. George Floyd da benzer şekilde öldürüldü. Çünkü Filistinliydi, çünkü siyahiydi. İki hikaye arasında bir bağlantı kurdum. Hatta şarkıyı bestelerken ağlamaya başladım.”
Konserinde 8 Aralık 2023’te İsrail bombardımanında hayatını kaybeden Gazzeli akademisyen, şair ve yazar Rıfat el-Arir’in “Eğer ölmem gerekiyorsa (If I must die)” başlıklı şiirini de okuyan Zayed, Arir’in çok önemli bir şair olduğunu da sözlerine ekledi.
5 GÜN ARAYLA ÖLDÜRÜLDÜLER
ABD’nin Minneapolis kentinde, 25 Mayıs 2020’de sahte 20 dolarlık banknot kullanmakla suçlanarak gözaltına alınan siyahi Amerikalı George Floyd, polis memuru beyaz Derek Chauvin’in, dizlerini boğazına dayaması sonucu nefessiz kalarak hayatını kaybetmişti.
32 yaşındaki otizmli Hallak da 30 Mayıs 2020’de Mescid-i Aksa’nın da içinde yer aldığı Doğu Kudüs’ün “Eski Şehir” bölgesinde bulunan El-Esbat (Aslanlı) Kapısı’nda İsrail polisince açılan ateş sonucu yaşamını yitirmişti.
“Tabanca taşıdığı şüphesiyle ‘dur’ ihtarı yapıldığı ancak bu uyarıya uymayarak kaçtığı” gerekçesiyle vurulan Hallak’ın üzerinde silah bulunmadığı ve Eski Şehir’deki okuluna gittiği ortaya çıkmıştı.
İSRAİL POLİSİ, DAHA SONRA HALLAK’IN “SUÇSUZ YERE” ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜ KABUL ETMİŞTİ
Hallak’ın ölümü sonrası birçok ülkede düzenlenen gösterilerde, “İyad ile George için adalet”, “İyad ile George nefes alamıyor” yazılı pankartlar kullanılmıştı.
Irkçılık temelli polis şiddetinin neden olduğu iki olayın 5 gün arayla yaşanması, birçok protestoda Hallak ile Floyd’un ismini yan yana getirmişti.