6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde iki deprem 10 ilde büyük bir yıkıma yol açarak binlerce kişinin yaşamını yitirmesine neden oldu. Resmi verilere göre en az 53 bin 537 kişi hayatını kaybederken on binlerce kişi yaralandı ve evini kaybetti. Yaşanan büyük felaketin ardından on binlerce yurttaş evsiz kalırken konteyner kentlerde yaşamlarını sürdürmek durumunda kaldı.
Evsiz kalan yurttaşlar için yetersiz kalan yardımlar şikayetlere yol açarken, Hatay’da TOKİ konutları yerine rezerv alanına dahil edilen konutları tercih eden yurttaşlara “feregatname” imzalatılmıştı. Şimdi de rezerv yapı alanında konutu ya da işyeri bulunan depremzedelere geçici olarak mülkiyet haklarından vazgeçmeleri halinde aylık “‘7 bin 500 lira'” civarında kira yardımı yapılacağı söyleniyor.
ANKA Haber Ajansı’na konuşan depremzedeler, “Verilen miktar kiraya çıkmamız için yetersiz” derken olası mağduriyetler konusunda da endişeli oldukları belirtildi.
Deprem yaşanan kentlerde rezerv alan sorunu devam ederken, konutu ya da iş yeri bulunan depremzedelere, Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından tapularını geçici olarak Hazine’ye devretmeleri halinde kira yardımı yapacağını bildirdi.
“Hiçbir hakkım kalmadı, çadırda yaşıyorum”
ANKA Haber Ajansı’na konuşan bir depremzede, evinin ilk aşamada az hasarlı olarak kayda geçtiğini sonradan orta hasarlıya çevrildiğini söyledi. Bu aşamadan sonra Afet Yasası gereği orta ve ağır hasarlı binalarda oturan kişilere verilen kira yardımından yararlandığını dile getirdi. Ancak, temmuz ayından itibaren bu yardımın “‘hak sahipliği başvurusunda bulunmaması'” nedeniyle yatırılmadığı söyleyen depremzede, yetkililere bu durumun nedenini sorduğunda “Sistemde bir hata olmuş. Hak sahipliği başvurusunda bulunmadığınız için kira yardımı kesildi” diyerek cevap verildiğini ifade etti.
Evinin rezerv yapı alanına sonradan dahil olduğunu öğrenen depremzede, “‘Belediye, evin rezerv yapı alanında olduğunu söylüyor. AFAD ise daha kesin bir şey yok diyor” ifadelerini kullandı. Depremzede, evine az hasarlı denildiği için TOKİ kurasına katılmadığını belirterek,”Şu an hiçbir hakkım kalmadı. Depremin üzerinden iki yıl geçti biz hala çadırda yaşıyoruz” dedi.
Avukat Alkan: “‘Bu kanun rant yasasına dönüştü”
Hatay’da depremzedelerin avukatlığını yapan Ecevit Alkan, şehirde devam eden rezerv yapı alanı sorununun temel kaynağının 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’un olduğunu kaydederek, “‘Bu kanun yaşam hakkını korumak adına ortaya çıktı, ancak rant yasasına dönüştü” dedi. “‘Bölgede bütün her şey bitmişken bu kanunu uygulamak insanlık suçudur” ifadelerini kullanan Alkan, şunları dile getirdi:
”6306 sayılı kanun, riskli alanları dönüştürmek, insanların sağlıklı ve bilimsel usullerle yapılmış olup afet riskine karşı dayanıklı binalarda yaşamalarını sağlamak amacıyla ortaya konuldu. Kanun, deprem öncesi can kurtarmak için idareye süper yetkiler tanıyor. Mülkiyet hakkını kısıtlayarak yaşam hakkını kurtarması gerekiyor ancak 6 Şubat’ta risk gerçekleşti. İdare depremde ölümlerin gerçekleşmesinin ardından bu süper yetkileri şu an da kullanmak istiyor. Bu durum insan haklarına aykırıdır. Deprem bölgesinde ekonomik, psikolojik bütün her şey çökmüşken 6306 sayılı yasayı uygulamak insanlık suçudur.”
”Amaç vatandaşı konteyner alanına yönlendirmek”
Yurttaşların bu belgeleri imzalaması halinde uzun vadede birçok sorunla karşı karşıya kalınacağını vurgulayan Alkan,“Mülkiyet hakkının kısıtlanması 10 yılları bulabilir” dedi. Alkan, sözlerine şöyle devam etti:
”Rezerv yapı alanında az ya da hasarsız binaları olan vatandaşlara, gelin kira yardımı talep edin denilmesi ve o imzalayacakları evraklarda yardım karşılığında ilerdeki avantajlardan vazgeçme taahhütünde bulunmalarını sağlamak iki kat insan hakları ihlalidir. Burada zaten barınacak, kiralanacak yer yok. Bu uygulamadaki amaç buradaki sağlam yapıları yıktırıp vatandaşları konteyner alanlara yönlendirmek.