Alattin Çakıcı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Ankara’da parti genel merkezinde bir araya geldi. Bahçeli’nin teröristbaşı Abdullah Öcalan hakkında söylediği ‘Silah bırakırlarsa barış için gelsin TBMM’de konuşsun’ sözleri konuşulurken gerçekleşen bu ziyaretin detayları henüz öğrenilemedi.
“BAHÇELİ, YENİ BİR MİLLİ OYUN KURUYOR”
Çakıcı’nın merak uyandıran ziyaretin ardından Bahçeli’ye yakınlığı ile bilinen Yakup Kürşad Yılmaz’dan da sert bir açıklama geldi. Bahçeli’nin teröristbaşına yönelik sözlerine açık desteğini ifade eden Yılmaz “Sayın Dr. Devlet Bahçeli’nin son açıklamalarını ve meselenin derinliğini bazı şuursuzlar anlamamışlar ki, sadece bir kaç oy alabilme peşine düşmüşlerdir. Liderim Bahçeli, yeni bir milli oyun kuruyor. Bilinmelidir ki, evlatları yanındadır. Bir gün, bir an, bir saniye dahi onu yalnız bırakmayacak, gerekirse can alıp, can vereceğiz” dedi.
TAHLİYE SONRASI BAHÇELİ’Yİ ZİYARET ETTİ
2015’te “Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, yönetmek, nitelikli yağma, tehdit, kasten yaralama, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” gibi suçlardan 66 yıl 3 ay 15 gün hapisle cezalandırılan ve 2021’de tahliye edilen Yılmaz, Bahçeli’yi makamında ziyaret etmişti.
Ziyareti MHP resmi hesabından paylaşarak duyurmuştu.
Yakup Kürşad Yılmaz’ın paylaşımı şu şekilde:
“Önce ülkem ve milletim sonra partim ve ben anlayışı ile ömrünü ve memleketin birliğine adayan liderim MHP Genel Başkanı Sayın Dr. Devlet Bahçeli’nin son açıklamalarını ve meselenin derinliğini bazı şuursuzlar anlamamışlar ki, sadece bir kaç oy alabilme peşine düşmüşlerdir. Her aldığı karar zamanla anlaşılan ve 15 Temmuz gecesi gibi Türkiye’yi defalarca kritik dönemeçlerden çıkaran Liderim Bahçeli, yeni bir milli oyun kuruyor. Milletimiz liderimize güveniyor, anlıyor ve izliyor. Türkiye’nin üzerinde ki ABD güdümlü FETÖ’ye 15 Temmuz gecesi nasıl dur denildiyse, yurt dışı güdümlü PKK terör örgütü de bu topraklardan kökten kazınılacaktır. Türkiye’nin üzerinde kirli oyunlar kuranlar, toprağımıza göz dikenler Liderim Sayın Devlet Bahçeli’nin kaldırdığı yumruğun kime ineceğini iyi anlamalıdırlar. Bilinmelidir ki, evlatları yanındadır. Bir gün, bir an, bir saniye dahi onu yalnız bırakmayacak, gerekirse can alıp, can vereceğiz.
Boş konuşanlar anlamazlar ama bir kez daha üstüne basa basa vurguluyorum:
Saygıdeğer Türkmen Beyimiz rast gele cümle kurmaz. O cümlede yer alan her harf, vatan ve millet sevgisinden başka düsturu olamayan genel başkanımızın imbiğinden süzülür de kelimeye, kelimeler cümleye dönüşür. Ülkü yolunun YILMAZ Bozkurtlarının hassasiyetlerine dokunmayın. Saygıdeğer Türkmen Beyimiz Devlet Bahçeli her ülkücünün kırmızı çizgisidir. Biz kırmızı çizgilerimizi boyayla çekmeyiz, vatan için akıtmaya hazır kanımızla çizeriz.”
KÜRŞAT YILMAZ KİMDİR?
3 Mart 1960 tarihinde, Giresun’da doğan 61 yaşındaki Yakup Kürşat Yılmaz, Türkiye’deki cezaevinden üç kez (1994, Şubat 1997 ve Şubat 1998) kaçarak Temmuz 1998’de Bulgaristan’da tutuklandı. Eski Kuşadası Belediye Başkanı Lütfi Suyolcu’nun 1995 yılında öldürülmesini düzenlemekten 19 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İşadamı Halis Toprak’ı öldürürse cezasının iptal edileceğinin söylendiğini ve bağlantıları hakkında konuşmasını engellemek için Bulgaristan’da kendisine Hepatit C verildiğini iddia etti. Bulgaristan’a kaçtıktan sonra 2008’de Varna’da gözaltına alındı ve ardından Nisan 1999’da Türkiye’ye iade edildi.
İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi, ‘suç örgütü elebaşı’ olduğu iddiasıyla 2005 yılından bu yana tutuklu bulunan Yakup Kürşad Yılmaz’ın, Yargıtay’ın bozma kararının ardından yaptığı yargılamanın yenilenmesi talebini kabul etti. Mahkeme, Kürşad Yılmaz’ın 1999 ve 2005 yılları arasında işlediği iddia edilen ‘hürriyeti tahdit’, ‘yağma’ ve ‘tehdit’ suçlarından beraatına, infazın durdurulmasına karar verdi. Kürşad Yılmaz’ın yargılandığı davada ilk karar, kapatılan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 19 Ocak 2010’da verildi. ‘Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmek’, ‘nitelikli yağma’, ‘tehdit’, ‘kasten yaralama’, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak’ suçlarından toplam 66 yıl 3 ay 15 gün hapisle cezalandırılan Yılmaz hakkındaki karar, Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nce 2011’de kısmen bozuldu.