Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği ile Plastik Sanatlar Topluluğu Derneği iş birliğinde düzenlenen etkinlikte ressamlar, kentin sebze üretimiyle ünlü Karaağaç Mahallesi’nde yetiştirilen kabakları tuval olarak kullandı. Sanatçılar, Balkan geleneği ‘Bocuk Gecesi’nin tanıtılması, kültürel ve gastronomik değerinin artırılması amacıyla ‘Bocuk’ ve korku figürlerini kabaklara resmetti. Jüri tarafından değerlendirilecek figürlü kabaklar, yılın en soğuk gecesinde kesilecek ve geleneksel yöntemlerle kabak tatlısı yapılarak katılımcılara ikram edilecek.
‘EN KÖKLÜ GELENEKLERDEN BİRİ’
Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği Başkanı Bülent Bacıoğlu, Bocuk geleneğinin canlandırılması ve turistik değerinin artırılması için çalışmalar yaptıklarını belirterek, “Bocuk Gecesi, Edirne ve çevresindeki köylerin en köklü geleneklerinden biridir. Keşan’ın Çamlıca ve Havsa’nın Naip Yusuf köylerinde hala yaşatılmaya çalışılan bu gelenek, yılın en soğuk gecesinde kutlanır. O gece her evde mutlaka kabak pişirilir. Geleneğe göre, kabak pişirilmeyen evlere ‘Bocuk’ adı verilen korkutucu bir figür uğrar. Ancak kabak pişirilen ve tatlısı yapılan evlerin kötülükten korunduğuna inanılır. Bu inanç, kabağın hem lezzetini hem de manevi değerini artırmıştır. Unutulmaya yüz tutmuş bu geleneği canlandırmak ve geliştirmek, şehrimizin turizm geleceği için büyük bir önem taşıyor. Köklü bir geleneği yaşatmak için sanatla iç içe bir etkinlik düzenledik. Etkinlik kapsamında sanatçılarımız bal ve kestane kabaklarına bocuk figürlerini işleyip boyuyor. Hem Karaağaç’ın sebzelerini ve gastronomik değerini tanıtıyoruz hem de Balkanlar’da binlerce yıldır kutlanan ‘Bocuk Gecesi’ geleneğine atıfta bulunuyoruz. Böylelikle tarım kültürü ve geleneklerimizi yaşatmaya çalışacağız” dedi.
‘FESTİVALLERE BENZER ETKİNLİKLER DÜŞLÜYORUZ’
Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem İşcanoğlu ise etkinlikle ‘Bocuk Gecesi’nin geleneksel ruhunu koruyup, sanatla yeniden yorumlamak istediklerini ifade ederek, “Etkinlik kapsamında 12 genç sanatçı, Karaağaç’ın meşhur kabaklarını tuval olarak kullandı ve ‘Bocuk’ ile korku figürlerini yaratıcı bir şekilde resmetti. Bu eserler jüri tarafından değerlendirilecek ve kazananlara sembolik ödüller verilecek. Ancak burada durmak istemiyoruz. Sadece birkaç sanatçının ya da figüranın katıldığı, ticari bir etkinlikten öteye geçmeliyiz. Avrupa’da toplumun geniş katılımıyla gerçekleşen festivallere benzer etkinlikler düşlüyoruz. Edirnelilerin evlerinin önüne boyalı kabaklar koyduğu, yüzlerce kişinin kabakları resimlediği şenlikler hayal ediyoruz” diye konuştu.
Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi yüksek lisans öğrencisi Duygu Yerdelen de ‘Bocuk’ kültürünü anlatan korku temalı figürleri kabaklara işlediklerini söyledi.
BOCUK GECESİ
Bir Balkan geleneği olan Bocuk Gecesi’nde, inanışa göre ‘Bocuk’ denen varlığın eve gelmemesi ve kötülük yapmaması için her evde mutlaka kabak pişirilir. Gecede kabak tatlısı, ince akıtma, kar suyunda haşlanmış mısır, armut, ayva, çekirdek, badem, kuzinede fırınlanmış yer fıstığı, ceviz gibi yiyecekler yeniliyor. Aile halkı, komşular ve akrabaların katıldığı gecede kabağın yanı sıra mutlaka akıtma yapılması da ayrı bir önem taşıyor. Gençler, çarşaflara bürünerek komşularını ’Bocuk geliyor’ diye korkutur. ’Bocuk’ diye adlandırılan varlığın beyazlar içinde insan görünümünde gezdiğine inanılır. Bocuk Gecesi, ayrıca kışın en sert gecesinin simgesi olarak kabul görüyor. Gece suya tahta atılan tahta, sabah suyun üzerinde donmuş olarak bulunursa, o evdeki kişilerin o yıl boyunca sağlıklı, sıhhatli, dayanıklı ve güçlü olacağına inanılıyor.