Ana Sayfa GÜNDEM Bu yoksulluk Türkiye için bir utanç! Yaşlı kadının ekmek alacak parası bile...

Bu yoksulluk Türkiye için bir utanç! Yaşlı kadının ekmek alacak parası bile yok

İktidarın ekonomi politikaları dar gelirliyi yerle bir etti. Asgari ücret aylardan beri Açlık Sınırı’nın altındayken 4-5 bin lira gibi rakamlarla yaşamak zorunda olan insanlar var. Yoksulluğun acı tablosu bu sefer de Osmaniye‘den geldi.

ANKA Haber Ajansı’ndan Burhan Demircioğlu’nun haberine göre; Bel fıtığı hastası 67 yaşındaki Ümmühan Torun, yaşlılık maaşı ile geçinmeye çalışıor. Dört bin 180 lira maaş ve 870 lira da sosyal yardım destek parası alan kadın, evinden de çıkarılmak isteniyor.

Ev sahibinin beş bin lira kira istediği ve kimsesi olmayan kadın, çevresinden aldığı unla ve pazardan kalan artık ürünlerle karnını doyurmaya çalışıyor.

Ümmühan Torun şunları dile getirdi:

“Yıllar önce eşimden ayrıldım. Tek başıma yaşıyorum ben. Aylığım 65’lik 4 bin lirayı biraz geçiyor aylık alıyorum ben. Benim ev sahibim 5 bin lira istiyor ayda. ‘Ya bu parayı vereceksin ya da çıkıp gideceksin’ diyor. Beni rahatsız ediyorlar sürekli. Ben bu parayı nereden alayım? Ekmek alacak param yok. Benim üç tane belimde bel fıtığım var. Önceden çalışıyordum işe gidiyordum şimdi işe gidemez oldum ben. Dolabımda bir şey yok, bomboş dolabım. Cumartesi günü pazara gittim aldığım sadece bir biber, başka bir şey yok alamıyorum. Ben kapanacağı zaman gidiyorum çürükleri alıyorum. Ekmek alamıyorum. Gittim bir tanıdığımdan iki teneke buğday istedim un öğüttürdüm. Biraz sonra ekmeğim yok evde onu ekmek yapacağım biraz sonra bazlama yapıp yiyeceğim. Bayat alıyorum gücüm yetmiyor, ekmek almaya gücüm yetmiyor. 4 bin lira ile ben ne yapabilirim? Ne yapabilirim size soruyorum? İlaçlarımı alamıyorum, ağrılardan yatamıyorum. Ben 4 aydan beri sürekli bu sıcaklarda ev aradım. Bin liralık, beş yüz liralık ev aradım. Yiyecek yok içecek yok.

“BIKTIM BU HAYATTAN”

Hastayım, kış geldiğinde ben romatizma hastasıyım, bacağımda yırtık var. Ben ne yapacağım? Her gün ben böyle kanlar döküyorum, ağlıyorum, sızlıyorum. Kim beni görüyor dört duvar arasında. Benim komşularım bile bana bakmıyor tek başımayım ben. Hiçbir şey alamıyorum, ben ne yapacağım? Hiç mi benim kaderim gülmeyecek? Benim kaderimden bıktım artık bu hayattan ölmek istiyorum. Beni sokağa atarsalar ben ne yapacağım hasta halimle? Gelsinler ya bana bir ev versinler ya da çadır versinler ben çadırda yaşayayım. Okulun içine kurayım, başka çarem kalmadı.”