OMÜ Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Bahadır:
“Bu suyu denize nasıl ulaştırırız, düşüncesinden kurtulup ‘Ani ve sağanak yağışlarla ortaya çıkan sel suyunu nasıl depolarız’ sorusu üzerinden gitmemizi, cevabını aramamızı istirham ediyorum. Böylece 3-4 ay biriktireceğimiz suyu belki de bir defada biriktirme şansımız olur. Şehir altı depolarda suyu depolayabiliriz. Yasal mevzuatlarla bina altı depolarla bunu yapabiliriz. Şehirlerin belirli yeşil alanlarının altında su rezervuarı olarak bunu depolayabiliriz. Bunları yaptığımızda alternatif su biriktirmiş oluruz.” dedi.
Bahadır, düzensiz yağış sonrası oluşan suyun, doğal ortamı bozmadan inşa edilecek küçük barajlarda biriktirilebileceğini söyledi.
Son yıllarda beklenen yağışların alınamaması nedeniyle dönemsel kuraklık yaşandığına dikkati çeken Bahadır, “Karadeniz kıyı kuşağı her mevsim yağış almasıyla önem kazanır. Buna düzenli yağış rejimi de diyoruz. Bu yıla baktığımızda ise Karadeniz kıyı kuşağındaki illerimizde bile yaz yağışlarının pek düşmediğini görüyoruz.” dedi.
Yaz yağışının yılın bir günü düştüğünü, onun da 2 saatte çok yoğun gerçekleşmesi nedeniyle sel ve taşkınlara neden olduğuna işaret eden Bahadır, “Bu suyu tutamıyorsunuz, depolayamıyorsunuz. Önemli olan, onu bir an önce denize ulaştıralım. ‘Bu suyu denize nasıl ulaştırırız’ düşüncesinden kurtulup, ‘Ani ve sağanak yağışlarla ortaya çıkan sel suyunu nasıl depolarız’ sorusu üzerinden gitmemizi, cevabını aramamızı istirham ediyorum. Böylece 3-4 ay biriktireceğimiz suyu belki de bir defada biriktirme şansımız olur.” ifadelerini kullandı.
Küresel ısınmanın etkilerinin arttığının gözlendiğini, bunun iklim verilerine de yansıdığını vurgulayan Bahadır, “Bunu Türkiye’de de hissediyoruz. Özellikle yaz sıcaklıklarının ve buharlaşma miktarının artması, yağış miktarının yaz aylarında azalması, yaz kuraklığının baş göstermesi demek. Bizim de en çok suyu kullandığımız dönem yaz dönemi. Dolayısıyla suyun bundan sonraki süreçte yaz döneminde önemi katlanarak artacak. Ona göre hazırlık yapmalıyız.” diye konuştu.
– “Toplumun bilinçlendirmesi çok önemli”
Bahadır, temiz suyun öneminin giderek artacağını, bunun için tedbir alınması gerektiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
“Temiz suyu küçük barajlarla depolayabiliriz. Doğal ortamı çok bozmadan depolanabilir. Şehir altı depolarda suyu depolayabiliriz. Yasal mevzuatlarla bina altı depolarla bunu yapabiliriz. Şehirlerin belirli yeşil alanlarının altında su rezervuarı olarak bunu depolayabiliriz. Bunları yaptığımızda alternatif su biriktirmiş oluruz. Aynı zamanda tarımda kuraklığa dayanıklı alternatif ürünleri seçmemiz lazım. Toplumun bilinçlendirmesi çok önemli. Suyun artık her litresi çok önemli. Türkiye’de 2024 yılında kişi başı yılda tüketilen su miktarı 1300 metreküp. Orta Doğu’da kurak ülkelerde ise yaklaşık 950 metreküp. Kendimizi su zengini ülkeler arasına koyuyoruz, bu bilinçle yanlış yere varıyoruz. Biz onun yanında bile değiliz. Bizim için her damla su çok değerli.”
Bahadır, tarımda damlama, fıskiye ve zamansal sulama gibi yöntemlere geçilip salma sulamanın terk edilmesi, izinsiz sondaj kuyusu açılmasının önüne geçilmesi gerektiğini belirterek, kullanılan suyun arıtılıp farklı alanlarda da kullanılabileceğini sözlerine ekledi.