Bu Çin dev semenderinin ilk kimlik krizi değil; 2019’da bilim insanları bu semenderin aslında üç farklı türü olduğunu doğruladılar ve Güney Çin dev semenderi, 1,8 metreye (5,9 fit) kadar uzayarak dünyanın en büyük amfibi unvanını kaptı .Ancak birden fazla türün var olduğu fikri çok daha uzun zamandır ortalıkta dolaşıyor.
Son çalışmanın yazarlarından Profesör Samuel Turvey yaptığı açıklamada , “Çin dev semenderlerinin tek bir tür olmayabileceği olasılığı araştırmacılar tarafından 20 yıldır öne sürülüyor.” dedi .
Ancak, sadece onlara bakarak bunun doğru olup olmadığını belirlemek zor. Çalışmanın baş yazarı Melissa Marr’ın açıkladığı gibi, görünümleri “milyonlarca yıldır” değişmedi. Bunun yerine, araştırmacılar genetiğe yöneldi ve farklı dev semender popülasyonları arasındaki DNA farklılıklarının seviyesini diğer semender türlerinde görülenlerle karşılaştırdı.
“Araştırmamız gizli çeşitliliği ortaya koyuyor; dışarıdan benzer görünseler de, bu amfibiler aslında genetik olarak en az yedi farklı türe ayrılmış durumda,” dedi Marr. Dokuz farklı türe kadar çıkabilmesi bile mümkün ancak verilerden kesin olarak söylemek için yeterli destek yok .
Yazarlar, bulguların semenderlerin korunması söz konusu olduğunda dikkate alınması gerektiğinin açık olduğunu vurguluyor.
Marr, “Kilit bir tür olarak, Çin dev semenderlerini ve genetik çeşitliliklerini korumak, ekosistemlerinin sağlığını korumak için elzemdir,” diye açıkladı. “Bulgularımız, çok geç olmadan bu eşsiz amfibileri korumamız gerektiğinin acil bir gerekliliğini vurguluyor.”
Orijinal tür olan Andrias davidianus , aşırı yiyecek sömürüsü ve yaşam alanı kaybı sonucu vahşi popülasyonlarında önemli bir düşüş görülmesi nedeniyle IUCN tarafından kritik derecede tehlike altındaki türler arasında sınıflandırılmıştır .
Bu tür için koruma çalışmaları ve önlemler mevcut ancak bunlar yeni tanımlanan türler için otomatik olarak geçerli değil; özellikle de bunlardan sadece dördünün bir adı olduğu için.
Yazarlar makalelerinde şöyle açıklıyor: İsimsiz türler ulusal veya uluslararası koruma çerçevelerine dahil edilemez ve kurtarma çalışmalarından dışlanma riskiyle karşı karşıya kalırlar.
Samuel, “Çin’in daha önce bilinmeyen yeni dev semender türlerini tanımlamaya, hayatta kalan hayvanları bulmaya ve bunların koruma mevzuatında tanınmasını sağlamaya odaklanmalıyız” dedi.
“Bu eylemler yapılmazsa, yeterli koruma sağlanmadan bu olağanüstü hayvanları sonsuza dek kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacağız.”