Gazeteci Barış Pehlivan, bugün köşesine Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in eleştiri oklarının hedefi olan laikliğe ve Cumhuriyet’e ilişkin söylemlerini taşıdı. Pehlivan, “Mesele cami değil sen anlamadın mı?” başlıklı köşe yazısına, “Eyleme geçmiş cehaletten daha korkunç bir şey yoktur.” alıntısıyla başlarken Yusuf Tekin’in asıl amacını açıkladı.
Bakan Tekin’in, geçtiğimiz günlerde CHP’yi camilerin kapısına kilit vurmakla suçladığı sözlerini hatırlatan Pehlivan, “İşgalcilerin zarar verdiği onlarca camiyi Atatürk’ün onarıp ibadete açtığını mı, 2. Dünya Savaşı sırasında kutsal emanetlerin korunması için İsmet İnönü’nün verdiği gizli mücadeleyi mi anlatayım?” ifadelerini kullandı.
“YOL ORADAN GEÇECEKSE BİZ O CAMİYİ YIKARIZ”
Pehlivan, yazısının devamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2013 yılında ifade ettiği sözleri anımsatarak, Erdoğan’ın, “Yol uğruna her şey feda edilir, çünkü yol medeniyettir ama medeni olmayanlar yolun kıymetini bilmezler, anlamazlar. Bizim değerlerimizde yol engel tanımaz. Önünde cami bile olsa eğer yol oradan geçecekse biz o camiyi yıkarız, gideriz o camiyi başka bir yerde inşa ederiz. Bu işin aslı budur.” ifadelerini alıntıladı.
“AKP’li belediyelerin borçlarından dolayı sattığı ya da AVM yapılması için Hollandalı firmaya yıktırılan camilerden mi bahsedeyim? Misal, Melih Gökçek’in “Çok cami yıktık” itirafını mı hatırlatayım?” ifadelerini kaydeden Barış Pehlivan, Demokrat Parti iktidarında Adnan Menderes’in İstanbul’daki yol çalışmaları için yıktığı cami ve mescitleri şu şekilde sıraladı:
Ahmet Paşa Camisi, Baba Hasan Mescidi, Camcılar Mescidi, Camcı Ali Mescidi, Çakırağa Camisi, Çoban Çavuş Camisi, Denizabdal Mescidi, Fatma Sultan Mescidi, Halil Attar Mescidi, Hatice Usta Mescidi, Himmetzade Tekkesi Mescidi, Kadıasker Abdurrahman Efendi Camisi, Kepenekçi İshak Camisi, Mimar Ayas Mescidi, Molla Gürani Camisi, Oruç Gazi Camisi, Saraç Doğan Mescidi, Selçuk Sultan Camisi, Simkeş Mescidi, Soğancılar Mescidi, Şehremini Camisi, Şirmürd Çavuş Camisi, Voynuk Şüca Mescidi…
Menderes döneminde 54 caminin çoğu İstanbul’da bulunan Vatan ve Millet caddeleri için yok edildiğine dikkat çeken Pehlivan, “ En yenisi 250 yıllık bir tarihe sahipti. Bazıları yeniden yapıldı, bazıları ise verilen aksi sözlere rağmen unutuldu gitti.” ifadelerini kullandı.
“YUSUF TEKİN İŞTE BU HAYALİ ARZULUYOR”
Barış Pehlivan, yazısının devamında, meselenin camilerin yıkılması olmadığını vurgulayarak “Bugün “cami” söyleminin arkasındaki motivasyon, devrim kanunu Tevhid-i Tedrisat’ı yıkmak. Yani tarikatların kendi eğitim sistemini yaratıp, kendi “medreselerinde” çocukları teslim almasını sağlamak. “ söyleminde bulundu ve sözlerini “Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin işte bu hayali arzuluyor. Öyle ya, “Keşke şeriatı övecek kadar bilgim olsa” demesi boşa değil.“ ifadeleriyle noktaladı.
YUSUF TEKİN NELER SÖYLEMİŞTİ?
AKP Batman Merkez İlçe 8. Olağan Kongresine katılan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, yaptığı konuşmada tepki çeken ifadeler kullanmıştı. Konuşmasında, “Beni eleştiriyorlar. Bana diyorlar ki laik eğitim açısından senin söylediğin şey ters. Ben de diyorum ki size ters olabilir ama Batman’da, Erzurum’da vatandaşların değerlerine ters değil. Bir terslik varsa sizin laiklikten anladığınız şey de vatandaşın anladığı şey arasında terslik var. Sizin anladığınız laik şu; 1940’lı yılları hatırlayın, camilerin kapısına kilit vurmak, camileri ahıra çevirmek, vatandaşı Kur’an’ı Kerim öğrenmesini yasaklamak. Sizin laiklikten anladığınız şey bu. Siz bunları laikliğin gereği olarak yaptınız.” ifadelerini kullanmıştı.
Kendisinin laiklikten anladığı şeyin farklı olduğunu savunan Tekin, “Ben laiklikten bütün vatandaşların hangi dine inanırlarsa inansınlar dini inanç ve ibadet hürriyetinin devlet garantisi altına alınmasını anlıyorum. Sen neyi anlıyorsun? Sen Müslümanların inanç özgürlüğünün prangalar altına alınmasını, yasaklanmasını anlıyorsun. O zaman ikimizin laiklik anlayışı arasında kuşkusuz fark var. Ben evrensel laiklikten yanayım, sen Türkiye’ye özgü kendi icat ettiğin laiklik kavramını bana dayatıyorsun. Bu olmaz. Senin laiklikten anladığın şey şu; üniversiteye başörtüsüyle gitmek isteyen çocuğu ikna odalarına alıp ikna etmeye çalışmak, bunu laiklik gereğiyle yaptınız. Bunu yaparken de kendinizi laiklikle savundunuz. Peki senin savunduğun laiklikle, benim anladığım laiklik bir mi? Bir değil.” açıklamasını yapmıştı.