Ofluoğlu, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde kaybolduktan 19 gün sonra ölü bulunan Narin Güran’ın cinayeti sonrası çocuk istismarı konusunun tekrar gündeme geldiğini vurguladı. Bu süreçte devletin ve hukukun eksik kaldığını, cinayeti örtbas etme çabalarının yaşandığını ifade etti. Ofluoğlu, iktidar partisi milletvekilinin olayla ilgili aileyi övmesinin, soruşturmanın sağlıklı yürütülmesini engellediğini ve suçluların korunduğu izlenimini verdiğini belirtti.
Ofluoğlu’nun önerisi, çocuk istismarı vakalarına karşı sert ve caydırıcı tedbirlerin alınmasını içeriyor. “Çocuklara karşı işlenen cezanın affı veya indirimi olmaksızın, çocuk cinsel istismarında cerrahi ya da kimyasal kastrasyon, yani kısırlaştırma zorunlu hale getirilmelidir” diyen Ofluoğlu, bu konuda yasal düzenlemelerin ivedilikle yapılması gerektiğini vurguladı.
2016 yılında mevcut hükümetin, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlardan hükümlü olanlara uygulanacak tedavi ve yükümlülükler hakkında bir yönetmelik çıkardığını hatırlatan Ofluoğlu, Danıştay’ın bu düzenlemenin yasal çerçevede olmadığını belirttiğini ve “vücut bütünlüğünün bir yönetmelikle bozulamayacağını” ifade ettiğini aktardı.
Ofluoğlu, toplumda cinsel istismar konusunda farkındalık oluşturulması ve bu tür vakaların olağanlaştırılmasının önüne geçilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, cinsel istismar suçlarında ‘saygın tutum’ ve ‘iyi hal’ indirimlerinin kaldırılması gerektiğini vurguladı.
Ofluoğlu, çocuk istismarını önlemek ve güvenliği sağlamak için bakanlıklarca acil eylem planı hazırlanmasını talep etti. “Cinsel istismarın kabul edilemezliği konusunda toplumda geniş bir bilinç oluşturulmalı ve herkesin bu konuda sorumluluğu olduğu bilinci yaygınlaştırılmalıdır” şeklinde konuştu.
Ofluoğlu’nun önerileri, çocuk istismarı ve toplumsal güvenlik konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi.
