İzmir‘in Selçuk ailesinde bir aile yoksulluk nedeniyle öldü. Kocası hapiste olan 27 yaşındaki anne Melisa Sinem Akcan, baraka bile denmeyecek derme çatma bir kulübe de beş çocuğunu içeride bıraktı.
Anne Akcan, para kazanmak için hurda toplayamaya gitti. Akcan çalışırken evde tek başlarına kalan bir yaşındaki Aras Bulut Akcan, iki yaşındaki Masal Işık, üç yaşındaki Aslan Miraç, dört yaşındaki Funda Peri ve beş yaşındaki Fadime Nefes, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında öldü.
Türkiye’nin derin yoksulluğunu gözler önüne serilen trajik olay ilgili Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Halktv.com.tr yazarı İsmail Saymaz’a açıklamada bulundu. Bakanlık şunları söyledi:
BAKANLIK 18 KERE ZİYARET ETMİŞ
- Sosyal ekonomik destek hizmetlerimizle desteklediğimiz bir aile. Bu yılın ağustos ayından bugüne ekstra yardımlarla birlikte 110 bin TL sosyal yardım desteği sağlamışız.Aylık 8600 tl sosyal yardım desteği veriyoruz. Bu yıl içerisinde ekiplerimiz 18 kez aileyi ziyaret ettiler. Aile çocuklarını devlet himayesine vermek istememiş. “Kendimize zarar veririz, çocuklarımızı vermeyiz.” diye beyanları var. Bir ihmal veya istismar durumu söz konusu değil ise ekonomik yoksunluk durumlarında aile çocuklarının bakımını sağlayabilsin diye maddi olarak destekleniyor”
“18 KERE GİTTİNİZ YIKIN EV YAPIN…”
Saymaz, açıklamaya şöyle tepki gösterdi:
- “Şimdi elinden geleni yapmışlar diyelim. Ya 18 kez gittiniz, gördünüz. Ya şurayı gördünüz 18 kez. Bunu değiştirir değil mi? Ya burayı ya yıkın ev yapın. Ya bu devletin gücü yok mu kardeşim ya? Suriye’ye 1000 tane ev yaptınız ya dönen Suriyelilere. Değil mi”
SELÇUK BELEDİYE BAŞKANI DA HALK TV’YE KONUŞTU
Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın Yeni Bir Sabah programına konuk oldu. Ceritoğlu, hem Halktv.com.tr Yazarı İsmail Saymaz hem de Küçükkaya‘nın sorularını yanıtladı.
“BİZİM SOSYAL YARDIMLARI ALIYORLARDI”
Ceritoğlu, şunları dile getirdi:
- Bizim sosyal yardımlardan da yararlanan bir aileydi. Aynı zamanda ailesinin de desteğini alıyordu ve kaymakamlıktan da aldıkları vardı. Ne yazık ki derinleşen yoksulluk ve bunun sonuçlarından da bir tanesi. Baba hapiste zaten. Anne ve durum malum
“NEDEN BU KULÜBÜDEN ÇIKARILMADILAR?”
İsmail Saymaz‘ın “Neden bu aile çıkarılmadı bu kulübeden?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
- “Daha öncesinden beri zaten devamlı olarak sosyal yardım hizmetlerimiz oraya gidiyordu ama bir ara çocuklar da yoktu. Sonrasında tekrar geldi vesaire. O yüzden ayrıntılı daha sonrası daha sonrasında konuşmamız daha doğru olur”
Saymaz‘ın ailenin nasıl geçindiği sorusuna Ceritoğlu şöyle yanıtladı:
- Hurdacılıkla vesaire geçinen bir aile. Hurdacılıkla geçinen bir aile. 5 çocuk var. Koca cezaevinde. Ama dediğim gibi hani olayın bütün ayrıntılarını ve detaylarını, ve doğrusunu, ifade edebilmek adına bütün her şeyi takip ediyoruz. İhtiyaçlarını zaten sizlerle de paylaşırız ama dediğim gibi şu anda derinleşen yoksullukla zaten mücadele etmeye çalışan bir belediye ve aynı zamanda bu konuda bir tutumda olan kişileriz. ama gerçekten çok çok zor bir dönemlerden geçiyoruz.
“SELÇUK’TA YÜZ YÜZE GELDİK”
Ceritoğlu, aileyi ve anneyi tanıyıp tanımadığını şöyle anlattı:
Selçuk’ta tabii ki de yüz yüze geldik. Dedim gibi bizden bizden de yardım alan bir aile olduğu için sonuç itibariyle, birebir kontak da kurabildiğimiz bildiğimiz biri.
“SORUMLULUK HİSSEDİYOR MUSUNUZ” SORUSUNA YANIT VERDİ
Peki peki ne hissediyorsunuz efendim? Mesela sorumluluk hissediyor musunuz sayın başkanım?
- Açıkçası söylemek gerekirse şu an her şeyden önce inanılmaz üzgün olduğumu ifade etmek gerekiyor. Ama bir yurttaş olarak bırakın belediye başkanını sadece kendi ilçemde değil biraz önce konuştuğumuz bundan 1 ay önce olanların mevzusu da ne hissettiysek onu hissediyoruz ama bu olayda bu olayda inanılmaz derecede bu kadar çok elimizden gelen her şeyi yapıyorken nasıl bu çocukları hep beraber korumalıyız derdindeyiz. Yani çocuklar için bu kadar çok şey yapıyorken, gelecek için onlar bir şeyler adım atsınlar istiyorken ve geleceğe sıkı sıkı tutunsunlar istiyorken burada hep beraber Korumalıyız derdindeyiz. Yani çocuklar için bu kadar çok şey yapıyorken, gelecek için onlar bir şeyler, adım atsınlar istiyorken ve geleceğe sıkı sıkı tutunsunlar istiyorken burada hep beraber, yurttaşlar olarak, kurumlar olarak hep beraber, her bir çocuk için, her zarar gören çocuk için aynı şeyi hissediyorum. Geçenlerde mezarlıkta, biliyorsunuz bu ülkede oldu. Yani sonunda da tecavüz edilerek öldüğü ortaya çıkan o kız çocuğu için de ediyoruz. Herkes için ediyoruz. Ne yazık ki etmeliyiz ve şu anda konuşurken bile aklımdan bir sürü şey geçiyor yani. Çünkü bu işler ortadan kalksın diye elimizi taşın altına koyup, bu görevlere talip olmuş insanlarız ama sadece ben değil, bütün kamu kurum ve kuruluşlarıyla, bütün yurttaşlarla sorumluluğumuz olduğunu düşünüyorum.