Ana Sayfa DÜNYA Ersin Tatar’dan Türk Dünyası yanıtı. AB sadece Rumları tanırız demişti

Ersin Tatar’dan Türk Dünyası yanıtı. AB sadece Rumları tanırız demişti

Avrupa Birliği, Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, yazılı açıklamasında AB’nin, TDT’nin, gözlemci üyelik statüsü vermek ve Cumhurbaşkanı Tatar’ı Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te düzenlenen TDT zirvesine dahil etmek dahil KKTC’yi “meşrulaştırma” çabalarını reddettiğini belirtti.

Bu tür çabaların müessif ve TDT’nin bazı üyelerinin güçlü şekilde desteklediği Birleşmiş Milletler (BM) Şartı’nın toprak bütünlüğü ilkesine aykırı olduğu savunulan açıklamada, AB’nin sadece Kıbrıs Rum kesimini tanıdığı kaydedildi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, AB’den gelen rahatsızlık açıklamasının ardından konuştu.

Ersin Tatar, Samsun’da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Kıbrıs gazisi Musa Sarı (73) için düzenlenen cenazeye katıldı. Bir dizi temaslarda da bulunan Tatar, valilikteki konuşmasında tüm dünyaya KKTC’nin bağımsızlığını hatırlattı.

“AYRI BİR HALKIZ, AYRI BİR DEVLETİZ”

AB’nin sadece Kıbrıs Rum kesimini tanıdığını ifade etmesine gönderme yapan Tatar, Kıbrıs Türklerinin mücadelesinin sürdüğünü ifade etti.

KKTC’nin bağımsızlığını kazandığını hatırlatan Tatar şöyle konuştu:

“Her yerde, her saat Kıbrıs Türk halkı mücadelesini sürdürmektedir. Dünyanın vicdanına kalmış olabilir. Ama bizim vicdanımızla biz ayrı bir halkız, ayrı bir devletiz ve bağımsızlığımızı çoktan kazanmışızdır. Çünkü onu hak ettik ve kazandık. Kırgızistan’da katıldığım Türk Devletler Teşkilatı’nın toplantısından ifade ettim. KKTC devleti toprağıyla, deniz yetki alanlarıyla, hava sahasıyla artık tüm Türk dünyasına çok şeyler katabilecek bir potansiyele sahiptir.”

“KIBRIS’TA FEDERASYON MESELESİ KAPANDI”

Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yıl kutlamalarından bahseden Tatar, “20 Temmuz 2024 büyük bir coşkuyla 50’nci yıl dönümü kutladık ve KKTC’te, gerçekten olağanüstü törenlerde Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla oradan verilen mesajlar çok önemliydi, çok değerliydi, çok kıymetliydi. Beni hep etkileyen Sayın Cumhurbaşkanının ifadesiyle ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkiye Cumhuriyeti’nin göz bebeğidir’ şeklinde ifadesi ve zaten hepinizin de bildiği gibi gelişmelere bakıldığında artık Kıbrıs’a yeni bir siyaset izlenmektedir. Benim 4 yılı tamamladığım Cumhurbaşkanlığında Türkiye’nin desteğiyle sunduğumuz yeni siyasetimiz artık Kıbrıs’ta federasyon meselesi kapanmıştır. Her türlü iyi niyetimize rağmen Rum tarafı her kapsamlı görüşme planını ki Birleşmiş Devletlerin sunduğu; hepsine ret oyunu kullanmıştır” dedi.

“KIBRIS TÜRK HALKI KENDİ DEVLETİYLE YÜRÜYECEKTİR”

Mavi Vatan’da Kuzey Kıbrıs hükümetinin hakkı ve hukuku olduğunu belirten Tatar, “Artık yeni bir sayfanın açılmasıyla; iki devletli çözüm, iki devletli çözümde de Ada’nın kuzeyindeki Kuzey Kıbrıs Türk Hükümeti’nin, Kıbrıs Türklerinin kendi devleti ve bağımsızlığının, özgürlüğünün, hürriyetinin bir sembolü olarak oradaki Kıbrıs Türk halkının özden gelen, uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan ve oradaki 500 yıllık tarihiyle, geçmişiyle, verdiği mücadeleleri ile ayrı bir halk olarak kendi geleceğini tayin etme hakkıyla Kıbrıs Türk halkı artık bu yolu kendi devletiyle yürüyecektir. Doğu Akdeniz’deki jeopolitik, jeostratejik, güvenlik meselelerine ve gelişmelere baktığımızda artık zaten bunun böyle olması gerekir. Çünkü Kıbrıs sadece Türkiye’den 40 mil uzakta, o kadar yakın ki sabah kalktığınızda Toroslar’ı görürsünüz. Türkiye’den baktığınızda Beşparmak Dağları’nı görürsünüz. Artık bütün askeri ve enerji boyutuyla ekonomik süreçlere baktığımızda; hep ana vatan Türkiye Cumhuriyeti, yavru vatan Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti ve Mavi Vatan ki o bölgelerdeki Akdeniz’deki hakkımıza, halkımıza baktığımızda 2 bin kilometrelik en uzun sahil şeridi Türkiye Cumhuriyeti’nindir” diye konuştu.

“MAVİ VATAN’DA KUZEY KIBRIS TÜRK HÜKÜMETİ’NİN HAKKI VARDIR”

Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:

“Bizlerin de Erenköy’den Karpaz Burnu’na ve Karpaz Burnu’ndan Gazimağusa ve Maraş’a kadar olan sahil şeridimize baktığımızda bütün deniz yetki alanları, kara suları, kıta sahanlığı, ekonomik bölge gibi kavramlarla Mavi Vatan’da; KKTC’nin 3 bin 800 kilometrekare kendi toprak bütünlüğünün katbekat fazlası denizde Kuzey Kıbrıs Hükümeti’nin hakkı vardır, hukuku vardır. Bunlar, bilimsel anlamda bu kadar değerli ve kıymetlidir. Tabii Mavi Vatan tam üstüne de Gök Vatan dediğimiz hava sahasındaki haklarımız ve buna bağlı olarak Türkiye Cumhuriyeti ile aramızdaki ilişkilere binaen hem Mavi Vatan’da, Akdeniz’de hem hava sahasında ulusal çıkar ve milli menfaatlerimiz bakımından bambaşka bir coğrafyaya sahip olduğumuzu ve bunun büyük bir potansiyel olduğunu Kırgızistan’da katıldığım Türk Devletler Teşkilatı’nın toplantısından ifade ettim. KKTC devleti toprağıyla, deniz yetki alanlarıyla, hava sahasıyla artık tüm Türk dünyasına çok şeyler katabilecek bir potansiyele sahiptir.”

“KKTC’Yİ TANITMAK İÇİN HER YERDE ÇALIŞIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Tatar, “KKTC’yi tanıtmak için her gün her yerde çalışıyoruz, uğraşıyoruz. Kırgızistan’daydım. Turizm bakanımız Londra’da, turizm fuarındaydı. Sivil toplum örgütlerimizin bazıları halk danslarıyla Çekoslovakya’dayım. Her yerde, her saat Kıbrıs Türk halkı mücadelesini sürdürmektedir. Dünyanın vicdanına kalmış olabilir. Ama bizim vicdanımızla biz ayrı bir halkız, ayrı bir devletiz ve bağımsızlığımızı çoktan kazanmışızdır. Çünkü onu hak ettik ve kazandık. Ve hep söylediğim şey vardır. Bizim arkamızda 85 milyonluk Anadolu Türkiye Cumhuriyeti vardır. Anadolu Türkiye Cumhuriyeti’nin bizleri tanıması zaten şu kadar ülkeye değerdir. O bakımdan çok önemli ve anlamlı. Bugün de görürsün işte Kırgızistan’da Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oradaki açıklamaları vardı. Bütün dünyaya tekrar orada çağrısını yapmıştır. Kıbrıs Türk halkına yapılan haksızlıkların bir an evvel son bulması, ambargo ve izolasyonların kaldırılması ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanıtılması için gerekli diplomatik, ekonomik ve siyasi ilişkilerin Kıbrıs Türk halkıyla kurulması gerektiğini Sayın Cumhurbaşkanımız yine orada ifade etmiştir ve bütün Türk dünyası esasında bunu desteklemektedir. İslam ülkeleri arasında da çok sayıda ülke bizi desteklemektedir. Yine Sayın Cumhurbaşkanımız demiştir ki dünya beşten büyüktür, daha adil bir dünya mümkündür. İşte maalesef adaletsiz bir dünyada yaşıyoruz. Bu adaletsiz dünyada yaşadığımızı BM’nin Genel Sekreteri, kendisi ifade etmiştir. O şekilde bir dünya” dedi.

“BARIŞ HAREKATI YENİ BİR DÖNÜM NOKTASI”

Kıbrıs’ın 350 yıl Osmanlı’nın adası olarak kaldığını hatırlatan Tatar, “Bugün Kıbrıs’a baktığımızda; Kıbrıs, 350 yıl kesintisi bir Osmanlı adasıydı. Kıbrıs Türk halkı oradaki iki halktan bir tanesidir. Ve esas itibarıyla Osmanlı Devleti’nin devamı olduğu için esas, Ada’nın sahibi bizlere göre bizdik. Ama daha sonra İngiliz sömürge yönetiminde yaşananlar, orada Rum nüfusunun çoğalması, birtakım yaşanan talihsizliklerle belki zor süreçlerden geçtik; ama 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile yeni bir dönüm noktası başlamıştır. Bir kez daha tüm Mehmetçiklerimize buradan şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Şehit düşenlere Allah’tan rahmet, hayatta olan tüm Kıbrıs gazilerimize sağlık, mutluluk ve esenlik diliyorum” diye konuştu.

“AVRUPA BİRLİĞİ’NİN BİR PARÇASI OLACAK”

Kıbrıs Türk halkının hiçbir zaman umudunu yitirmeden Kuzey Kıbrıs’ı tanıtmak için her türlü fedakarlığı yapacağını belirten Tatar, şunları kaydetti:

“Bütün devletlerin münasebetlerimiz var, ilişkilerimiz var. Ancak hepsi üzerinde çeşitli baskılar var. İşte bekleyiniz, şu olacak, bu olacak. Kıbrıs’ta bütün işte Batı ülkeleri, özellikle Avrupa Birliği. Çünkü Avrupa Birliği’nde kim var? Yunanistan var. Kim var? Kıbrıs Rum Yönetimi var. Onlar, Avrupa Birliği’ni etkiliyorlar ve işte Kıbrıs’a, birleşik bir Kıbrıs için hala daha umutlarını yitirmemişler. Sakın ola Kuzey Kıbrıs’ı tanımayınız. Çünkü Kıbrıs’ın geleceği birleşik Kıbrıs’tır. Kıbrıs, birleşik Kıbrıs olunca tamamıyla Kuzey ve Güney, Avrupa Birliği’nin bir parçası olacak. Dolayısıyla bu da Kıbrıslı Türkler için daha iyi olacak şekilde. Bizi birtakım oyunlarla oyalama ve Türkiye ile aramızdaki bağların kopartılması için her türlü oyunu oynamaktadırlar. Dolayısıyla birtakım tehditler, birtakım farklı yaklaşımlarda bizim tanınmamız gecikmektedir. Fakat şu bir gerçektir; Kıbrıs’ta iki halk vardır, iki devlet vardır, iki demokrasi vardır. Bundan da geri dönüşü yoktur. Bu kadar. Kendimizi tanıtmaya, anlatmaya devam ediyoruz. Bugün bu iki devletli siyaseti her yerde kendi diplomatlarımızla, kendi iş insanlarımızla ve Kıbrıslı Türkler ile sadece Kıbrıs’ta yaşayan yarım milyon yakın insanımız değil aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan Kıbrıslı en az o kadar insanımız var. İngiltere’de 300 bin insanımız var. Avustralya’da 100 bin insanımız var ve dünyanın her yerinde çok başarılı Kıbrıs Türkleri var. Doktorlar, mühendisler, iş insanları. Her yerde bu şekilde başarılı insanlar var. Herkes, her yerde şu anda inanınız ki kalbi Kıbrıs ile atıyor. Herkes Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne sahip çıkıyor. Dolayısıyla böylesine büyük bir mücadelenin içerisinde olan Kıbrıs Türk halkı hiçbir zaman umudunu yitirmeden, Kuzey Kıbrıs’ı tanıtmak için her türlü fedakarlığı yapacaktır ve yapmaktadır.”