Ana Sayfa GÜNDEM ‘TUSAŞ saldırısındaki kayıplar liyakatsiz atamaların sonucu’ TAI’de neler olduğunu Veli Ağbaba açıkladı

‘TUSAŞ saldırısındaki kayıplar liyakatsiz atamaların sonucu’ TAI’de neler olduğunu Veli Ağbaba açıkladı

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Ankara Kahramankazan’daki TUSAŞ’a yapılan terör saldırısının ardından TUSAŞ hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. TUSAŞ’daki güvenlik zaafiyetinin nedeninin kuruma yapılan liyakatsiz atamalardan kaynaklandığını belirten Ağbaba,

Geçtiğimiz gün hain bir terör saldırısı ile gündeme gelen Savunma Sanayimizin önemli kuruluşu Tusaş’la ilgili güvenlik zaafiyeti hepimizde endişe yarattı ve tüm kamuoyunun kafasında soru işaretlerine yol açtı.
Herkesin aklındaki neden böyle oldu sorusuna cevap aranırken, aslında son dönem birçok kurumda karşılaştığımız “liyakatsızlık” gerçeğiyle karşılaştık.

Hepimizin gözbebeği savunma sanayimizin kalbi bu kuruluş, bugün değil 1970’li yıllarda başlayan “kendi uçağını kendin yap” kampanyası ile başlatılan TSGV(Türk Silahlı kuvvetleri güçlendirme Vakfı)’nın bir şirketidir ve 1986 yılında kurulmuştur.

Şu ana kadar gelmiş geçmiş bütün hükümetlerin katkılarıyla buraya gelmiştir.

Kendi alanlarındaki “en iyileri” çalıştırarak fark yaratmıştır gurur duyduğumuz ürünler yapmıştır.
Tabi ne zamana kadar: 15 Temmuz’u bahane edip vakıf şirketlerini ellerine geçire ne kadar.
Bundan sonra kendilerinden görmedikleri bütün liyakatlı kadroları bu şirketlerden gönderip sadakatli elemanlarını doldurdular.”
ifadelerini kullandı.

PERSONEL SAYISI 4500’DEN 17 BİNE ÇIKTI

Ağbaba açıklamasının devamında hükümetin Savunma Sanayisini istihdam merkezi olarak olarak gördüğünü ve önceden nitelikli 4 bin 500 çalışanın yerini şimdilerde birçoğu torpilli olmak üzere 17 bin’e çıkarıldığını belirtti:
“Savunma Sanayi‘ni yandaşlar için istihdam merkezi gibi gören anlayış,
4500 nitelikli çalışan sayısını, birçoğu torpille yeni personel atamak yoluyla 17.000’e çıkarmıştır.
Burada bir gelecek görmeyen nitelikli personel de Hollanda’ya Almanya’ya yurtdışına gitmiştir.
Şimdi gelelim saldırı gününe ve her vatandaşın sorduğu soruya: Güvenlik zaafiyeti…”

BU TERÖRiSTLER TUSAŞ’IN iÇiNE KADAR NASIL GiREBiLDiLER?

Ağbaba açıklamasının devamında TUSAŞ’a 2017 yılında yönetici olan Temel Kotil’den sonra nitelikli yöneticilerin gittiğini söyleyip sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bu kadar stratejik öneme sahip bir yeri kim koruyor?
Güvenliğin başında kim var?
Temel Kotil’in 2017’de yönetici olmasıyla beraber bütün nitelikli yöneticilerin gönderildiği dönem,
Daha önce Enerji Bakanlığının özel kaleminde yardımcı personel olarak çalışan askerliğini bile er olarak yapan, daha sonra açık öğretimi bitiren biri güvenliğin başına atanıyor.

KİM BU KİŞİ: MUSTAFA ÇİFTÇİ

Güvenlik konusunda hiçbir eğitimi, bilgisi, tecrübesi olmayan bu kişi sadece biraz daha fazla maaş alsın diye, TUSAŞ gibi bir kurumda çok kritik bir göreve atanıyor.
Tek özelliği Cumhurbaşkanlığı Özel kalem müdürü Hasan Doğan’ın kayınbiraderi olması!
7 yıldır bu görevde olan kişiye mi hesap sormalı , yoksa liyakatsiz kişileri oraya atayan şirket yöneticilerine mi hesap sormalı?
Bu arada ;
Aynı dönemde bir atama daha yapılıyor. Sercan Oktay:

ESKİ CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY’IN YEĞENİ!

İlaç Represantı olarak çalışırken, hiçbir teknik bilgi ve tecrübesi yokken, 2017’de TUSAŞ Tesisler Onarım ve Bakım Müdürlüğüne atanıyor.
Yerinde ODTÜ elektrik mühendisi olan 20 yıl tecrübeli biri varken, onu alıp bu arkadaşı atıyorlar.
Bu büyüklükteki bir şirkette, bütün tezgahların, tesisin bakımından sorumlu olan kişi.

Bu arkadaş atandıktan sonra dört ay odasından çıkmıyor aman birisi bir soru sormasın diye.
Üstelik daha fazla maaş alsın diye, bir alt şirket kurup şimdi onun başına genel müdür olarak atanıyor.


TUSAŞ da güvenlik zafiyeti neden var?
Sebebi anlamak zor değil.
Sebep liyakatsiz atamalar!
Bunlar sadece örneklerden birkaçı.
Ayrıca böyle bir kuruluşa, dış güvenlik için jandarma veya polis neden zırhlı araç konulmadı. Bir tane resmi polisin dahi olmaması zafiyet değilse nedir?
Milletvekillerinin bile 3’er 5’er koruması varken, Bakanların, Cumhurbaşkanlığının sayısız koruma ordusu varken, böyle önemli bir kurumda bir tek polis yok!
Türkiye’nin gözbebeği ve savunma sanayiyle ilgili kritik bir kurumda yaşanan güvenlik zaafiyetinin , olayın bu denli vahim boyutta olmasındaki payı mutlaka sorgulanmalıdır. Bundan sorumlu olan idarecilerin de hesap vermesi gerekir.”