Derelerin Kardeşliği Platformu üyeleri, Trabzon’un Hayrat ilçesinde kurulmak istenen Barma Regülatörü ve HES Projesi’ni protesto etmek için Ankara’ya geldi. Projenin görüşüldüğü Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İnceleme Değerlendirme Komisyonu toplantısı sırasında bakanlık önünde eylem yapan platform üyelerine CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez de destek verdi. Suiçmez, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Bu iktidar alışmış parsel parsel satmaya. Şimdi de ülkemizin her yanını HES’lerle, madenlerle parsel parsel satmaya çalışıyorlar. Bugün burada sadece HES’ler için bulunmuyoruz. Ülkemizin topraklarının satılmasına karşı duruşumuz için de buradayız. Sadece çevre değil, yaşam hakkını savunuyoruz. Biliyoruz ki; sularımıza, derelerimize, hayvanlarımıza yapılan her saldırı, aslında yaşam hakkına yapılan bir saldırıdır. Hayatlarını kaybetme pahasına bunların karşısında dimdik duran yurttaşlarımızı selamlıyoruz. Ne kadar yandaş sermayeyi arkanıza alırsanız alın, bu ülkenin yaşam hakkını savunan yurttaşlarını karşılarında bulacaklar. Çekin elinizi ormanlarımızdan, ırmaklarımızdan, derelerimizden üzerinden” diye konuştu.
Derelerin Kardeşliği Platformu adına yapılan açıklamada ise şunlar kaydedildi:
“Trabzon’un Hayrat ilçesi, Ancumah Vadisi Baltacı Deresi üzerinde yapılması planlanan 8 MW gücündeki HES projesine karşı yöre halkı, doğal yaşam alanlarını savunmak için verdiği haklı mücadeleyi sürdürüyor. Bugüne kadar şirketin düzenlemeye çalıştığı ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) toplantıları halk tarafından iki kez engellendi. Yöre sakinleri, yaşam alanlarını savunmak adına şirketi vadiden kovarak projeye karşı net bir duruş sergiledi. Bu tavır, halkın kendi geleceğine sahip çıkma iradesini tüm açıklığıyla ortaya koymaktadır. Ancak, şirket kar hırsından vazgeçmeyerek projeyi yeniden gündeme taşıdı ve şimdi konu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (İDK) toplantısında görüşülecek. Yöre halkının defalarca haykırdığı bu talep, bir kez daha bakanlık nezdinde dile getiriliyor, doğamız, yaşam alanlarımız, suyumuz şirketlerin kar hırslarına kurban edilmesin. Halkın iradesi görmezden gelinemez. HES projesi, bölgedeki doğal dengeyi bozacak, su kaynaklarını tehdit edecek ve ekosisteme geri dönülmez zararlar verecektir.
‘Şirketlerin kar hırsı uğruna doğamızın, suyumuzun ticarileştirilmesine karşı duruyoruz’
Halkın yaşam alanlarını, tarımını ve doğal kaynaklarını doğrudan etkileyecek bu projeye karşı çıkan yöre halkı, yalnızca bölgesini değil, aynı zamanda geleceğini de koruma mücadelesi vermektedir. ÇED toplantılarının halk tarafından engellenmesi, halkın bu projeye karşı ne kadar kararlı olduğunu açıkça göstermektedir. Ancak ne yazık ki, şirketler kar elde etmek uğruna bu direnişi yok sayarak projeyi bir kez daha bakanlık gündemine taşımışlardır. Halkın iradesi ve talepleri göz ardı edilerek, doğanın tahrip edilmesine ve bölge halkının yaşamını tehdit eden projelere onay verilmesi kabul edilemez. Karar yetkililerde, fakat irade halkta. İDK toplantısında yetkililerden beklediğimiz tek şey, halkın iradesine saygı göstermeleri ve bu projeye kesin olarak karşı çıkmalarıdır. Çünkü bu karar yalnızca bir enerji projesi meselesi değil; bir yaşam ve geleceği koruma meselesidir. Halk, vadisinde, deresinde ve doğal kaynaklarında sürdürülebilir bir yaşam istemektedir. Şirketlerin kar hırsı uğruna doğamızın, suyumuzun ticarileştirilmesine karşı duruyoruz.
Bu topraklarda yaşanacak hayat, birkaç şirkete feda edilemez. Yıllardır süren çevre mücadelesinde olduğu gibi bugün de halkımız, yaşam alanlarını korumak için dimdik ayakta durmaktadır. Bu, yalnızca bir yöre halkının mücadelesi değil, tüm Türkiye’nin doğa ve yaşam mücadelesidir. Doğanın ve halkın sesi, sermayenin çıkarlarına kurban edilmemelidir. Buradan bakanlığa ve İDK üyelerine sesleniyoruz: Halkın sesini duyun, doğayı ve yaşamı savunun! Bölge halkının taleplerini dikkate alarak, bu projeye derhal son verin. Kararınızda halkın yanında olun, şirketlerin değil. Yaşam alanlarımıza, doğamıza ve geleceğimize sahip çıkıyoruz.”