Ali Ağaoğlu’nun sahibi olduğu Akdeniz İnşaat’ın birinci derecede doğal ve arkeolojik SİT alanına inşa etmeyi planladığı 30 bin kişilik dev turizm kenti projesi için hazırlanan ÇED raporunun yürütmesi durduruldu.
PROJE YARGIYA TAŞINMIŞTI
9 milyon 700 bin metrekarelik körfezin kıyısında bulunan alana yaklaşık 4,5 milyon metrekarelik inşaat yapılmasını sağlayacak proje için ÇED raporunun onaylanması sonrası sivil toplum örgütleri projeyi yargıya taşımıştı.
Muğla Çevre ve Ekoloji Politikaları Derneği’nin açmış olduğu dava Muğla 2. İdare Mahkemesinde görüldü. Mahkeme heyeti, projenin, uygulanması halinde telafisi güç zararlar yaratabileceğinden 2577 Sayılı Kanun’un 27’nci maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına karar verdi.
İLK BİLİRKİŞİ HEYETİ YANILTICI BİLGİLER VERMİŞ
Mahkeme, ilk bilirkişi heyetinin yanıltıcı bilgiler verdiğini tespit ederek açıkladığı kararda “Proje alanı içerisinde yer alan I. Derece Arkeolojik SİT Alanlarının tescil fişlerinde nekropol alanı olarak tescil edildiği ve SİT alanlarının ayrı ayrı Cindya Antik Kenti ile ilişkili olarak değerlendirildiği, buna karşın nekropol alanlarının aralarında 150-160 m mesafe olduğu, iki nekropol alanında batıya bakan yamaca konumlandığı, bu durumun alanların farklı nekropoller değil aynı nekropolün parçaları olduğunu kanıtladığı, aynı zamanda tescil fişlerinde nekropol alanlarının Cindya Antik Kenti ile ilişkilendirilmeye çalışılmasına rağmen Cindya Antik Kentinin nekropol alanına 4 kilometre mesafede olmasının bu görüşü çürüttüğü, bu nekropolün tescil fişlerinde yer verildiği üzere Bargylia antik kentine baktığı ve kente 400 m mesafede olduğu, aralarında bulunan boğazın iki yakasından nekropolün kente baktığı, antik kentlerin ve nekropol alanlarının değerlendirilmesinin bir bütün olarak yapılması gerektiğini” belirtti.
RAPOR REVİZE EDİLMELİ
ÇED raporundaki taahhütlerin bu incelemeden sonra revize edilmesi gerektiği vurgulandı. Kararda “Ortaya çıkabilecek yeni veriler ışında sit derecelerinin değişebileceği gibi tescilsiz olarak bırakılan bazı alanların sit statüsü kazanabileceği dikkate alındığında bu hususları barındırmayan Nihai ÇED Raporunun eksiklikler barındırdığı, yine kullanma suyu ihtiyacının deniz suyunun arıtılması suretiyle elde edileceği görülmekle ters osmoz sonucunda oluşan yoğun tuzlu su konsantrasyonu ile membranların kimyasal yıkanması kaynaklı oluşan atığın nasıl bertaraf edileceği ve hangi noktadan alıcı ortama verileceğinin belirtilmediği görüldüğünden dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir” ifadelerine de yer verildi.
BİRİNCİ DERECE DOĞAL VE ARKEOLOJİK SİT ALANI NEDİR?
Birinci Derece Doğal (Tabii) Sit Alanı, Bilimsel muhafaza açısından evrensel değeri olan, ilginç özellik ve güzelliklere sahip olması ve ender bulunması nedeniyle kamu yararı açısından mutlaka korunması gerekli olan, korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak alanları kapsar.