Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Gezi Parkı davasında aldığı ceza sebebiyle iki buçuk yıldır cezaevinde tutulan ve Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) verdiği kararlara rağmen tahliye edilmeyip milletvekilliği düşürülen Can Atalay’a ilişkin hükümetten savunma istedi.
AİHM tarafından bugün yayımlanan bildiride, AKP iktidarına AYM’nin kararlarına rağmen Yargıtay’ın, Atalay’ın tahliyesini engellediği anımsatıldı ve “Milletvekilli seçilme hakkı ihlal edilmiş midir?” sorusu yöneltildi.
Hukukçu Kadir Öztürk’ün aktardığına göre AİHM’in iktidara yönelttiği sorular şu şekilde:
“1. Anayasa Mahkemesi’nin, milletvekili seçilmesinin ardından devam eden tutukluluğu nedeniyle ihlal tespitini dikkate alarak, başvuran Sözleşme’nin 5 § 1 maddesini ihlal edecek şekilde özgürlüğünden mahrum bırakılmış mıdır? Özellikle, Anayasa Mahkemesi’nin 25 Ekim ve 21 Aralık 2023 tarihli, başvuranın cezaevinden tahliyesine ve aleyhindeki ceza yargılamasının yeniden başlatılmasına ve askıya alınmasına hükmeden kararları göz önünde bulundurulduğunda, başvuranın özgürlüğünden mahrum bırakılmaya devam edilmesi, 5 § 1 maddesinin amaçları doğrultusunda “hukuka uygun” ve “kanunla öngörülen usule uygun” muydu (bkz. mutatis mutandis, Mehmet Hasan Altan / Türkiye, no. 13237/17, § 139, 20 Mart 2018)?
2. Başvuran, Sözleşme’nin 5 § 4 maddesinin gerektirdiği şekilde, tutukluluğunun yasallığına itiraz edebileceği etkili bir prosedüre sahip miydi? Özellikle, Anayasa Mahkemesi’nin başvuranın devam eden tutukluluğunun yasal olmadığı tespitine rağmen Yargıtay’ın başvuranı tahliye etmeyi reddetmesi nedeniyle bu hüküm ihlal edilmiş midir (bkz. Khlaifia ve Diğerleri / İtalya [BD], no. 16483/12, §§ 128-31, 15 Aralık 2016, ve Yılmaz Aydemir / Türkiye, no. 61808/19, §§ 36-38, 23 Mayıs 2023)?
3. Başvuranın Sözleşme’nin 5. maddesi ve Sözleşme’ye Ek 1 http://No.lu Protokol’ün 3. maddesine tekabül eden haklarının ihlal edildiğini tespit eden Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmamasına ilişkin yargılamalara Sözleşme’nin 6. maddesi uygulanabilir mi? Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu kararlarının uygulanmaması nedeniyle başvuranın Sözleşme’nin 6 § 1 maddesi kapsamındaki mahkemeye erişim hakkı ihlal edilmiş midir (ilgili ilkeler için bkz. Bursa Barosu Başkanlığı ve Diğerleri / Türkiye, no. 25680/05, §§ 133-35, 19 Haziran 2018, diğer referanslarla birlikte)?
4. Başvurucunun seçildikten sonra tutukluluğunun devam etmesi ve nihayetinde milletvekili statüsünü kaybetmesi nedeniyle Sözleşme’ye Ek 1 http://No.lu Protokol’ün 3. maddesi uyarınca serbest seçimlerde milletvekili seçilme hakkı ihlal edilmiş midir (bkz. Selahattin Demirtaş/Türkiye (no. 2) [BD], no. 14305/17, § 386, 22 Aralık 2020)?“
NELER OLMUŞTU?
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi davasında Can Atalay’ın “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçundan 18 yıl hapisle cezalandırılmasına hükmetmişti. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ise bu kararı hukuka uygun bulmuştu.
Atalay, 14 Mayıs günü gerçekleştirilen 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde Türkiye İşçi Partisi’nden Hatay Milletvekili olarak seçilmiş ve bunun üzerine avukatları “milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi” talebiyle Yargıtay’a başvurmuştu. Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise bu talebi reddetmişti.
Atalay’ın avukatları da milletvekili seçilerek yasama dokunulmazlığı kazanan Atalay’ın yargılamada durma kararı verilmesi talebinin reddedilmesi sebebiyle “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” hakkının, tahliye talebinin reddedilmesi nedeniyle de “kişi hürriyeti ve güvenliği” hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştu. AYM süreci devam ederken Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay’a verilen 18 yıl hapis cezasını onamıştı.
AYM’NİN İLK KARARI:
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Atalay’ın bireysel başvurusunda, “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” hakkı ile “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiğine hükmederek Atalay’a 50 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar vermişti. AYM, kararının gerekçesinde, Atalay’ın 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde milletvekili seçildiği, yasama dokunulmazlığına sahip olduğu konusunda kuşku bulunmadığı kaydedilmişti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, Atalay’ın yasama dokunulmazlığından yararlanamayacağı hükmüne vardığı gerekçede ise, “Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi içtihadına aykırı davranmış, benzer ihlalleri önleme yükümlülüğünü yerine getirmemiş, aksine başvurucunun anayasal haklarını -Anayasa’nın parlamentoya verdiği bir yetkiyi kullanarak- daraltıcı bir şekilde yorumlamak suretiyle ihlal etmiştir” denilmişti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin TİP Hatay Milletvekili Can Atalay ile ilgili ikinci ihlal kararına da uyulmamasına hükmetmiş ve kararda, Anayasa Mahkemesi’nin ikinci ihlal kararının “hukuki değeri olmadığına” bu gerekçeyle karara uyulmamasına hükmedilmişti.